EFSER Ormanın içinde öylece oradan oraya gezerken yanımıza Hatice Abla’da gelmek istemişti ama onu bahçe kapısının girişinde bırakmıştık. İçeriden çıkması kolaydı ama içeriye geri girmesi için şifeyi bilmesi gerekiyordu ve o Firuze Hala’nın da şifreyi bilmediğine hepimiz emindik. “Kadını böyle aramamız bir işe yaramayacak ki! Saat kaç oldu, sabah çıkıp gitmiş. Hem aç hem de susuz üstelik üzerine evdeki hiçbir ceket ya da montu da almamış. Soğuktan bayılıp kalmasa bari bir yerde!” Afran’ın dediklerine hak veriyordum ama elimizden başka hiçbir şey gelmediğini çok iyi biliyordu. Bu araziye arabayla giremezdik çünkü arabanın ilerlemesi bizim adımlarımızdan bile daha yavaş olurdu. “Hava iyice kararmadan onu bulsak çok iyi olacak.” Birbirimizle nelerin olması gerektiğini durmadan konuşuy