Bir şey yapmamış olmama rağmen çoğu şeyin üzerime kalmasına ayrı, Afran’ın buna öfkelenip kimseyi dinlemeden yeniden ev basma ihtimaline ayrı şekilde öfkelenip üzüldüm. Zümrüt’ün benim böyle bir şey yapacağıma olan inancına ise ayrıca alınmış ve darılmıştım. Ona bir anlık öfke ile sert çıkmak istemesem de mantığım onun, benden gelecek bu tavrı hak ettiğini söylüyordu. Yine de kendimi tuttum ama ellerimi yumruk yapmaktan alıkoyamıyordum. “Hiçbir şey bilmeden gerçekten konağa bu halde gelip bağırmana gerek var mıydı? Daha sakin bir şekilde sorabilirdin değil mi? Sen bunları yapacak bir insand eğildin ne oldu da böyle oldu diyebilirdin! Kaldı ki dediğin hiçbir şeyi yapmadım ve hiçbir şey sana söylenenler gibi gelişmedi. Nelerle mücadele ettiğimi bilmiyorsun bile!” Ben Zümrüt’e gittikçe yük