ALPER Başım ve eklemlerim ağrıyordu. Yatakta kıpırdanarak gözlerimi açtım. Sidra yanımdaki yastıkta, birleştirdiği iki elini yanağının altına almış uyuyordu. Üzerinde gece hastaneden döndüğümüzde giydiği kıyafetler vardı. Üstü açıktı. Sanki her an kalkıp bir yere gidecekmiş gibi hazır yatıyordu. Üzerini omzuna kadar örttüm. Uyandırmaya kıyamadığımdan yanağına kuş tüyü kadar hafif bir öpücük kondurdum. Kokusunu içime çektim. O kadar güzel uyuyordu ki bir süre duru yüzünü izledim. Benim için derse girmemişti. Bana iyileşmem için çay yapmış, çorba pişirmişti. Bir bebeğe bakar gibi ilgilenmişti. Yaptıklarının anlamı benim için çok büyüktü. Biz ikimiz artık aile olmuştuk. Bunu en derinden hissettiğim an bu andı. Sidra’yı izlerken baş ağrım dayanılmaz bir hal aldığından yataktan çıktım. Saat