Bölüm 21 BURDA NELER OLUYOR?

1542 Words
"Oturun şuraya!" diye öyle bir bağırdım ki o ses benden mi çıktı diye düşünmeden edemedim, üstelik kendi sesimden kendim korktum. Delirttiler beni sonunda ya! "Şimdi biriniz, yada ikiniz birden burda bana ne halt dönüyor anlatacaksınız!" dediğimde, Megan dönüp Andy'e ters bir bakış attı ve iki parmağıyla ona gözüm üstünde işareti yaptı. "Baba,"'dediğinde Andy, heyecandan ve sanırım birazda benden korktuğu için, her an düşüp bayılacak hale gelmişti. Onu ilk kez böyle görüyordum ve hem anlayamıyordum. Neden benden böyle korkuyordu ki? Ben hiçbir zaman ona karşı sert bir baba olmadım ki! Ona bu yaşına kadar bir kez olsun bağırdığımı bile hatırlamıyorum ve şimdi karşımda böyle can çekişiyor gibi durması çok ilginç geliyordu bana. Tamam biraz kuralcı olabilirim, belki birazda Megan'ın dediği gibi geri kafalı da olabilirim ama asla kötü, korkulacak bir baba olmadım, istesemde olamazdım ve şimdi Andy'nin bu hali beni çok şaşırtıyor. "Evet oğlum, seni dinliyorum," dediğimde sesimin biraz daha yumuşak çıkmasına özen gösterdim ve bunu onunda fark etmesini istiyordum. Bir an için Megan'a baktığını gördüm ve sanki söyleyeceği şey ikisini ilgilendiriyordu. Aslında bende büyük sürprizi herhalde bu gece açıklayacaklar,' diye düşünmeye başlamıştım ve bunu için niye bu kadar çekiniyorlar onuda anlamış değilim. Yoksa söyleyeceği şey başka bir şey mi? İyide ne olabilir ki başka? Sabrımın son sınırlarında bilmem kaçıncı turumu atarken bir yandan da deli gibi düşünmeye, mantıklı bir açıklamaya bulmaya çalışıyordum ve şu oğlanın bu saçma sapan hali iyice sinirimi bozmaya başladı. Andy'nin sessizliği uzayıp giderken, gözlerim Megan'a kaydı ve onunda az önceki haline göre biraz tedirgin olduğunu fark ettim. Bu ikisinin neyi vardı böyle ve kahrolası söyleyecekleri şeyi neden hala ötmüyorlardı? Düşünüyordum ve bir anda kafamdan aşağıya kaynar sular dökülmeye başladı. Bir an düşündüğüm şeye inanamadım. Olabilir miydi ya gerçek olabilir miydi bu? Ammaan Tanrıım! Yoksa, yoksa Megan hamile mi? Son günlerde bir garipti zaten.. iştahıda yoktu öyle... erkenden odasına çekiliyordu, sürekli bir uyku hali.. sanki birazda zayıfladı da bu kız! Aman Tanrım... hamile ya bu kız hamile kalmış olmalı... Ah Tanrım! Lütfen doğru olmasın bu! Ben, ben yanılıyor olayım lütfen! Ama ya doğruysa, ya bu kız hamileyse ve ben, ben bunu ona nasıl sorarım ki? Andy bir türlü söyleyemiyor, e bu kızda çok sessiz... delireceğim şimdi ama ya! Konuşsaya bunlardan biri artık. Sormayada korkuyorum ve cevabın evet olmasından daha çok korkuyorum. Bebeğin babası tabii ki Andy olmalı. Aman Tanrım. Ölmek istiyorum, kesinlikle ölmeliyim. Ama eğer bunlardan öğrenrmezsem bir şey, o zamanda meraktan öleceğim ya. Ama yok eğer hamile değilse ve ben bunu sormaya kalkarsam bu kezde adım gibi eminim, bu kız beni öldürür, yok eğer hamileyse Cynthia'nın beni öldüreceğinden eminim. Daha şimdiden kulağımın dibinde ciyak ciyak bağırdığını duyabiliyorum. "Tanrı seninde oğlununda cezasını versin Roy! Ben sana güvendim ve kızımı senin yanına şu saçma şeyleri düşünmekten vazgeçsin, tatilini yapsın şöhret olmayı unutsun diye gönderdim, oğlun kızımı hamile bıraksın diye değil kahrolası!" Ah Tanrım ya! O zaman ben her koşulda öleceğim. Kesinlikle öleceğim! Hapı yuttum! * * * Bu adam ne diye bana öyle hortlak görmüş gibi bakıyor ki ve bu Andy ne zaman konuşmaya başlayacak acaba? Bana kalsa hemen söyleyeceğim aslında ama Andy elimi kolumu bağlıyor. Doğanın gereği olan bu şeyi babasına söylemekten niye bu kadar korkar ki bu çocuk? Üstelik bu her gün biraz daha büyüyüp, can bulurken, şekil alrken daha ne kadar gizleyebiliriz ki? Bir gün mutlaka ortaya çıkacak, duyulacak zaten! Offf Andy offf.. evlenme teklifini yaparken, o haltı yerken düşünmedin tabii. Şimdi de böyle can çekişirsin. "Andy artık konuşsan diyorum," dedim bir anda ve babası direk gözlerimin içine baktı korkuyla. "Ya... ni, sen söyleyemecek...sen, ben söyle..ye..yim," derken, adamın o korku dolu bakışlarından ürkmeye başladım ve her bir kelimede sesim içime kaçtı. "Sen... sen iyisin değil mi, yani... yani hasta falan, şey, mey falan, yani o şeyy yok dimi?" diye bildiğim adam karşımda saçmalamaya başladı.. Noluyo bu adama böyle ya? Sinirden delirdi sanırım sonunda ve ben çok şaşkınım, hatta denilebilir ki korkmaya başladım. Kısa bir süre öyle şaşkın şaşkın baktım yüzüne ve sonrasında daha fazla çenemi tutamadım. Bu gece herkesin nedi var böyle? "Şey, mey ne ya Roy baba, iyi misin sen? Hem ben niye hasta olayım ya da o şey neyse şey olayım yada olmayayım ya! Sen ne anlatmaya çalışıyorsun ya cidden aklım karıştı benim ya!" dediğimde şaşkınlığımdan ve o saçma salak korkumdan sıyrılmaya başladım ve tüm bunların yerini kızgınlık almaya başladı. Onu ilk kez böyle görüyordum ve şu şey mey meselesine fena takıldım. Ben ne olabilirdim ki yada olmayabilirdim? Bu ne saçma soru ya? O sinirimle dönüp, hem bana hem babasına bir bok anlamadığını belli eden gözleriyle bakan Andy'e resmen bağırdım. "Sende artık söyle şunu da hep beraber rahatlayalım!!! Offff! Hayatımda gördüğüm en ödlek herifin tekisin!" Andy, benimde bağırmamın yarattığı şaşkınlığı yaşayan babasına aniden, "biz evleniyoruz, yani evleneceğiz baba" dedi. Ohhh be sonunda söyleyebildi! Baba oğul beni çıldırttılar ya! "Şey... yani... tebrik ederim oğlum da annesi babası biliyor mu bunu?" diye sorduğunda Roy babacık epey bir şaşkındı. Yani açıkçası bende şaşkındım... bu nadıl bir salaktır ki lafa böyle girdi. Adama kalp krizi geçirtecek ya. Hoş ona da şu Sarah konusunda çok kızgınım ben. "Evet baba... biliyorlar, bunu bilmeye hakları vardı, tabii seninde," dediğinde Andy, kısa süreliğine aklımı çelen o düşüncelerden sıyrıldım ve dikkatle izlemeyekotulduğum babacığın gülümsediğini gördüm. Ama bu gülümseyiş fazla uzun sürmedi. Geeçekten çok garip bir hali vardı ve o aklından neler geitiğini bilmeyi çok isterdim. "Peki ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz? Şeyden önce mi sonra mı?" dediğinde dönüp yine tuhaf tuhaf, hatta biraz korkarak bana baktı. Al işte ya! Yine geldik şu şey meselesine. Anlamıyordum ya! Bu şey neydi? "Henüz çok erken baba...ikimizinde zamana ihtiyacı var, en azından bir yıl kadar bir zamana," dediğinde Andy, adam nefesini tuttu ya. Hayır anlamıyorum, bu kadar şaşıracak ne olabilir ki? * * * Az önce ne duydum ben ya? Yoksa bu kız bir yıl daha burda mı kalacak? Buna mı karar verdiler yani? Zamana ihtiyaçları varmış... ah Tanrım! Tabii ya! Hamile bu kız ve doğumu bekleyecekler, yada beklemeyecekler... o zaman niye bir yıl ya! "Peki evlenince nerde yaşayacaksınız yani bunu düşündünüz mü?"diye sorduğumda ikisi de birbirlerine baktılar ve nedense çok şaşkındılar. "Burda tabii ki baba, bu çiftlikte sizlerle... başka nereye gidecektik ki?" dediğinde oğlum, az daha düşüp bayılacaktım. Megan burda mı yaşayacak, hemde bizimle? "Yooo... bence bu hiç iyi bir fikir değil oğlum.. bu kız buralarda nasıl yaşar, yani Los Angeles'a alışık o.. böyle birkaç ay tamam da! Bunu çok iyi düşünmeniz lazım," dedim. Çok mu açık etmiştim ya bu kızk burda istemediğimi? "Neeeeee?" "Andy seni çaylak! Baban bizi evleniyor sandı seni aptal şey!" diye Megan resmen çığlık attığında neye uğradığımı şaşırdım. Tanrı aşkına burda neler oluyor, kim kimle evleniyor, bu kız hamile mi değil mi ve ben niye kendimi tam bir salak gibi hissediyorum? "Lanet olsun Andy... her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdın seni gerzek!" diye resmen Andy'e bir vahşi kedi gibi hırladı ve Andy'ninde ondan hiç farkı yoktu. "Çok biliyorsun ya her şeyi, o zaman en başından sen söyleseydin... sana dedim dimi bu gece konuşmayalım babamla, çok gergin ve bize kızacak demiştim.. gerildim işte!" İkisi kendi aralarında deli gibi tartışmaya başladılar ve ben öylece onları izliyordum. Buna bir son vermeliydim ve daha fazla dayanamadım, "yeteeeer!" diye bağırdım. Beni duyduklarında ikisi de anında sustular ama hala birbirlerine düşman gibi bakıyorlardı ve ben kendimi tır çarpmış gibi hissediyordum. Megan hamile mi değil mi diye düşünüp, tasalanırken sinirlerim bir yay gibi gerilmişti zaten.. üstüne birde benim şaşkın oğlumun beceriksizlikte sınır tanımayarak evleneceğini söylemesi beni hepten şaşırttı. "Sen Andy! Kime aşıksın ve kime evlenme teklifi yaptın?" diye sorduğumda, Megan gözlerini devirdi ve "çok şükür ki bana değil!" dediğinde oğlumla ikimiz ona çok kızgın bakışlar attık. "Şu dünyada bir sen, bir ben kalsam yinede evlenmem seninle Megan!! Tam bir kabussun çünkü!" dediğinde oğlum, tamamıyla ona katılıyordum. Megan tam ağzını açıp Andy'e cevap verecekti ki, "sakın! Sus şimdi... ve sen Andy, soruma cevap ver! Kim bu kız?"diye sorduğumda yutkunduğunu gördüm onun. "Pamela Winters" dediğinde yine bayılacak gibi oldum ve tutamadım kendimi! "Neeeeee? Sen çıldırdın mı Andy? o kız daha on altı yaşında bile yok! Sübyancı mısın sen oğlum?" dedim, dedim de söylediğim şeye ben bile inanamadım.. bunu kulaklarım duymuştu ve duyan sadece ben değildim. Megan anında keyifle bir kahkaha patlattı. Andy, hem ona hem bana kırgın gözlerle bakıyordu. Haksız da sayılmazdı ve ben utanç içindeydim. "Andy, yani öyle demek istemedim oğlum ama yani sizde beni deli ettiniz bu gece, akıl bırakmadınız bende oğlum ya!" dediğimde üstü kapalı oğlumdan özür dilemeye çalışıyordum. "Özür dilerim oğlum, gerçekten çok özür dilerim," dediğimde çok samimiydim ve büyük bşrbutanç içindeydim. "Sende kes artık şu gülmeyi! Seninlede ayrıca konuşacağım küçük hanım. Şu son günlerdeki tavırların canıma yetti.. sende sıranı bekle!" dediğimde elbette neysen söz ettiğimi çok iyi biliyordu. "Sen önce aptalların şahı şu oğlunu düzeltte,sonra bana hesap sor!"'dedi bir anda bana! "Megan! Kes artık! İkinizde şimdi odanıza çıkıyorsunuz ve sen Andy, yarın bu konuyu enine boyuna iyice konuşacağız. Daha fazla sizi dinlemek istemiyorum, şimdi toz olun!" dedim ve her ikisi de salondan çıkmak için harekete geçtiler. "Andy!" diye seslendiğimde oğlum durdu ve bana baktı. Yüreğinin bana kırgın olduğunu hissediyordum. Yanına gittim ve ona sarıldım bir anda. "Kendine yakışır bir eş bulmuşsun," dediğimde gözlerindeki hüzün, yerini sevince tatlı bir mutluluğa bıraktı. "Tekrar tebrik ederim oğlum," dedim ve onu başından öptüm, "hafi şimdi odana," dediğimde gülümsedi ve birbirimizden ayrıldığımızda ardından gidişini izledim. Demek benim artık bir gelinim olacaktı ha! Bu düşünce yüreğimi ısıttı hemde çok tatlı ısıttı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD