When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Hera abisi varken tekrar mektup yazma riskine giremezdi, Sevda'yı odaya çağırmakta riskli olurdu. Bu yüzden uygun anı beklemeye koyuldu. Boynundaki kızarıklık ona abisine güvenmeme konusunda büyük bir ders olmuştu. "Beni başına bela olarak gördüğün için o arkadaşınla evlendirmek istiyorsun abi, ama ben ölürüm de ona varmam. Agir'imi seviyorum ben, onun yâri olacağım!" Bunu düşünmek bile onu gülümsetmeye yetecek kadar güzel bir düşünceydi. Yemek sofrasına abisi, babası ve annesi oturmuştu. Hera çalışanlara sofrayı kurmaları için yardım ettikten sonra babasına buz gibi bir bakış attı. "Başka bir emriniz olursa ben içerideyim ağam, afiyet olsun!" Abisi onu anlamak istemiyordu, bir tek annesinin yardımını görebilirdi, ama bu bile yeterli olmayacaktı. Babasının anlamasını istiyordu bu evlil