AKASYA “Kalk, kalk, kalk... Toprak kalk. Emine yenge kapıya dayandı hadi!” Uyuya kaldığımıza inanamıyordum. Duştan çıkıp yatağa girdiğimde saat üçü geçiyordu. Ne olur ne olmaz diye saati de kurmuştum ama nasıl bir uykunun koluna düştüysek duymamıştım. Hadi ben duymamıştım Toprak neden duymamıştı? Geceyi düşünmemek için üstün bir çaba harcamam gerekmişti. Bir yandan üstümü giyerken bir yandan da bir türlü uyanmak bilmeyen Toprak’ı ara ara dürtüyordum. Herif kış uykusuna yatmıştı sanki! Tüm gece yorulan sadece kendisiymiş gibi horul horul uyuyordu. “Kalksana ura! Daha kaç kez çağırıcam?” Toprak’tan yine ses çıkmayınca bu kez sertçe dürttüm. “Ne oluyor ya?” Yatakta doğruldu ve gözlerini güneş ışığına alıştırmak istercesine bir kaç kez kırpıştırdı. “Kızım insan kocasını böyle mi uyandı