AKASYA Olaylı günün ardından iki gün geçmişti. Toprak bildiğini okumuş İsmail’in kapısına dayanmış, kurşunu da yemişti. Öfkeyle kalkan zararla oturur dememe aldırmamış, bana yalan söyleyerek gidip köy basmıştı. Burada yaşamadığını bir insan bu kadar belli eder miydi? Buraları ne çabuk unutmuştu? Ne kadar kızsam da ona hak vermiyor değildim. Elbette veriyordum. Sonuçta söz konusu olan bir tanecik kız kardeşiydi. Hem Toprak burada olmasaydı o İsmail denen şerefsizin evini ben basardım. Neyse ki Toprak buradaydı da ev basıp dillere düşmemiştim. Olan kocama olmuştu. Kayınpederim hastaneyi basmış, üç çocuğunu da bir güzel azarlamıştı. Başı elbette Toprak çekmişti. Hem kurşunu hem fırçayı yemişti. Şimdiyse ceremesini ben çekiyordum. Bu erkek milleti hasta olmaya gelmiyordu. Tam bir hanım evlad