Günlerdir hareketsiz olan evde yaşanan hareketlilik ilgisini çekti Haviye'nin. Birazdan görecekleri şirasesini kaydıracak olsa da..
Kapının açılmasından sonra Zemheri'nin sürekli yanında gördüğü adam yaklaştı bilgi vermek için.
"Zemheri Bey Pelin hanım geldi."
"Al"
İçeri uzun boylu esmer çok güzel bir kadın girmişti ki bir anda yere iki bacağının üzerine çöküp kafasını yere eğdiğini gördü genç kadın. Kadının yaptığına anlam veremeyen Haviye elindekileri masaya bırakarak dikkat kesildi ekrana. Haviye'nin buz dağı diye tanımladığı adam istifini bozmadan elindeki şeyi içmeye devam ediyordu, kadın kafasını kaldırmadan konuştu.
"Efendim, müsaadeniz olursa size hizmet etmekten şeref duyarım" dedi.
Kadını ciddiye dahi almadığı belli olan adama tekrar baktı Haviye adam bir süre hiç konuşmadı sonra tek kelime çıktı ağzından.
"Soyun"
Duyduklarıyla şok yaşayan Haviye, izlemeye devam etmekle kapatmak arasında gitti geldi bir süre sonunda devam etmeye karar verdi. Adamın sözüyle kadın sanki eğitimli bir köpek gibi hemen üzerindekileri çıkarmaya başladı. Birkaç saniye sonra çırılçıplak kalmıştı. Adam kıpırdamadan kafasını çevirme kadının yüzüne zahmetine dahi girmeden devam etti.
"Ne istiyorsun?"
"ana dokunmanızı istiyorum efendim."
"Yanlış" dedi adam "sen iğrenç bir varlıksın ve ben sana dokunarak kendimi kirletmem, neymiş?"
"Ben iğrenç bir varlığım efendim ancak size yalvarıyorum, bana dokunmanıza ihtiyacım var, sizi hissetmeye.."
"Kes"
Adamın gür sesiyle Haviye bile sıçradı ekran başında. Bu gördükleri de neydi böyle bu kadın neden yalvarıyordu bu manyak herife. Şok üstüne şok yaşıyor şuan gördüklerini aklı reddetmek istiyordu.
"Sen bir boksun, neyi hissedeceksin lan. Benim sana hissettireceğim tek şey ne" dedi adam ve tek bir saniye düşünmeden cevap verdi karşısındaki Haviye'nin kadın demeye utandığı varlık.
"Acı"
"İstiyor musun?"
"Evet efendim"
"Peki madem istediğini alacaksın" diyerek yavaşça kalktı oturduğu yerden kadına bakmaya tahammülü dahi yoktu genç adamın. Gerçekten iğreniyordu çünkü.
Belindeki kemeri çıkaran adam yavaş yavaş kadına yaklaştı kemeri ikiye katlayıp kadının sırtında gezdirmeye başladı. Kadın sanki büyük bir orgazm yaşıyormuş gibi inledi ve o anda kemer sert bi şekilde kalçasına indi. Daha duyduklarını hazmedemeyen Haviye gördüğü şeyle oturduğu yerden bir çığlık atarak "yapma" diye bağırdı sanki onu durabilecek gibi. O kemer darbesiyle onun canı yanmıştı nerdeyse acıyı derinlerinde hissetti. Kadının da canı yandı sanıyordu ama kadının yüzündeki kocaman gülümsemeyi görünce çığlığı içinde dondu adeta.
Adam kemeri kaldırıp tekrar vurdu kadının kalçasına kadın her vuruşta kendinden geçiyor sanki daha fazlasını istiyordu.
"Uzan" dedi adam. Emri hemen yerine getiren kadın sırt üstü yere uzandı adam bu sefer kadının göğüslerine vurdu kemeri kadının eli vajinasını bulmuştu ki adam kükredi bir anda "kendine dokunursan bir daha buraya gelemezsin ve bir kez daha uyarmam!"
Anında çekti kadın elini kendinden adam o anda vajinasına vurdu kemerle kadın zevk dolu bir çığlık attı ve son kemer darbesi de kadının göbeğine geldi. Kemeri kadının üzerine fırlatıp çıktı salondan adam. Kadın yattığı yerde adamın kemerini aldı ve onun dokunduğu yeri vajinasına temas ettirerek sanki onunla sevişiyor gibi orgazm oldu. Sonrasında kemeri de alıp giyinip gitti evden..
Haviye adam hakkında kapsamlı araştırma yapmış ve tuhaf zevkleri var bilgisine ulaşmıştı ama kimse detay bilmiyordu, ne yani bu muydu tuhaf zevk. Bu tam anlamıyla bir psikopatlıktı. Böyle bir şeyden niye zevk alır ki bi insan dedi kendi kendine.. Karşısındaki kadından etiyle kemiğiyle nefret etti, bir kadındı güçlü bir kadındı ve hemcinslerini böyle aciz gördüğünde sinirden kuduruyor yakasına yapışıp kendine gel diye sarsmak istiyordu.
Zemheri kendini banyoya atmış dakikalarca kusmuştu, bir kadına bırak dokunmak zevk almasını görmek bile iğrendiriyordu onu. Tüm kadınlar kötüydü ona göre hepsi aşağılık yaratıklardır hepsi annesi gibiydi!
Kadınlar ise ona adeta tapıyordu, Çok yakışıklı çok zengin çok güçlü ve nerden çıkarıldığını hiç bilmediği bir şekilde müthiş bir cinsel performansa sahip. O kadınlara sadece acı çektirirdi... Ama kadınlar öyle gönüllüydü ki onun acı vermesine her gün birileri gelmek istiyordu. Ancak onun bir kadına verdiği acı bile lütuftu ve herkes nasiplenemezdi...
Elini yüzünü yıkadı adam aynadaki sureti inceledi kendinden de nefret ediyordu, herkesten ettiği gibi.. Bir süre daha iç yarasına ulaşmayan serzenişler de bulunup sakinleşince bağırdı.
"Kenan"
Onun seslenmesiyle daima hazırda bekleyen arkadaşı koşarak içeri girdi.
"Nedir son durum?"
"Kim olduğunu araştırıyoruz, korumaya kendini göstermemiş zaten. Koruma da bizden aldığı onayla sadece senin istediğin yerlere yerleşti kameraları."
Derince bir nefes aldı adam küçük insanların küçük hesapları diye söylendi.
15 gün önce
"Çocuğun elimde 1 saat sonra aşağıdaki adreste olmazsan ben onu getireceğim sana. Ölmüş olarak..."
Koruma gayet sakin bir şekilde ekrana baktı, 10 yıldır Zemheri'nin yanında çalışıyordu ve bu annesi babası karısı çocuğu ile ilk defa tehdit edilişi değildi. Kenanın yanına gitti.
"Kenan bey müsaade var mı?"
"Gel Erhan hayırdır?"
Zemheri ve Kenan bahçede oturmuş kahvelerini içip is konuşuyorlardı. Zemheri çalışanlarına karşı her zaman bir abi gibi yaklaşmış desteğini hep göstermişti. Ancak onlar saygıdan asla direkt kendisine ulaşmaz önce Kenanla konuşurlardı.
Erhanın masaya gelmesiyle o da döndü çalışana ve tüm çalışanlarında gördüğü saygı halini görünce konuştu.
"Otursana aslanım."
"Rahatsız etmeyim abi küçük bir pürüz var onu bildireceğim."
"Otur hele otur, anlat bakalım neymiş o küçük pürüz" dedi Zemheri.
Emri ikiletmek istemeyen koruma sandalyeye oturmuş ve telefonu onlara çevirmişti.
Yazılanları Okuyan Zemheri, Kenana dönüp "lan niye hep Erhanla vurmaya çalışıyorlar bizi diğerleri kimsesiz mi oğlum" dedi. İki adam bu söylenene gülerken Kenan cevap verdi "biz öyle istiyoruz çünkü dedi Erhan zaafları olan kolay lokma gibi görünüyor dışardan."
"Güzeeel o zaman gereğini yapın" dedi. Üzerine son teknoloji bulunması imkansız bir dinleme cihazı yerleştirilen Erhan çağırdıkları yere gitti. Kızını karşısında gayet sakin neşeli görünce bir rahatlama yaşadı ama sanki çok panikmiş gibi konuşmaya başladı.
"Yalvarırım ona bişey yapmayın, ne istersiniz yaparım."
Karşısındaki adamlar yemi yemiş ve gördükleri tedirgin baba ile amaçlarına ulaştıklarına emin olmuştu.
"Eğer istediklerimizi yaparsan kızına zarar gelmeyeceği gibi işin sonunda 500 bin dolar alacaksın."
Sanki böyle bir teklif onu çok mutlu etmiş gibi davranan Erhan, direk kabul dedi.
Karşısındaki adam gülüp önce bir ne istediğimizi sorsaydın deyince koruma cevap verdi.
"Zemheri'yi öldürmek dışında ne isterseniz yaparım, öldürmek isterseniz beni çağırmazdınız zaten" diye de devam etti.
Aşağı yukarı kafasını sallayan adam aldığı cevaptan son derece memnun piç bir sırıtmayla konuştu.
"Onun bulunduğu yerlere kamera yerleştirmeni istiyoruz" dedi.
Konuşmaları aynı zamanda Kenan ve Zemheri'de dinliyordu Zemheri kafasıyla onay verince Kenan "tamam" dedi. Onun cevabıyla adam düşünmüş gibi yapıp Kenanın oradan söylediklerini adama söyledi.
"Salona, ofisindeki odasına bir de arabasına yerleştirebilirim" dedi.
Adam istediğini elde etmenin paha biçilemez keyfiyle kabul edince kızını alıp ayrıldı Erhan ordan. Ne ilkti bu Zemheri için ne de son olacaktı, "bakalım bu seferkinin derdi ne" dedi.
*
Haviye sürekli izlemeye devam ettiği adamın bir açığını bulamadıkça geriliyor yeni yeni planlar yapıyordu. 1 aydır gece gündüz izlediği ve dinlediği adam gayet normal bir iş adamı, kendi halinde bir holding patronu gibi görünüyordu. Arada gördüğü o kadınları saymazsa tabi. İlk izlediğinden bu yana farklı 3 kadınla daha benzer halde izlemiş hem ürkmüş hem de kafasında sorun işaretleri artmıştı. Gelen kadınların hepsine iğrenenek bakıyor, asla dokunmuyor, kendisine dokunmalarına izin vermiyor, ağır hakaretlerde bulunuyordu buna rağmen her seferinde farklı bir kadın geliyordu. Yani böyle bir adamın birine tecavüz etmesini mantıklı bulmuyor her gün biraz daha aklı karışıyordu. Ne demişti Ufuk, onu takıntı haline getirdi, belki bu kadınlardan gördüğü ilgiyi kardeşinden de istedi ama yüz vermeyince hırs haline dönüştürdü diye diye haklı çıkarıyordu kendini sonunda. Garip bir çekimi vardı bu adamın, farkındaydı Haviye. Efsunlu gibi gözünün içine bakanı büyülüyordu adeta.
"Aptal kadınlar" dedi bir anda yerinden kalkarak. "Nasıl bir erkeğin size bunu yapmasına izin verirsiniz." Hırsla çıktı odasından bir duş almalı rahatlamalıydı...
Haviye gördüm sanıyordu Zemheri ise görünmemeyi daha çocukken öğrenmişti. Bugüne kadar onun gösterdiğinden fazlasını kim görmüştü de Haviye görecekti ki!
*
Vardarın isteği üzerine bir toplantı için çıkmıştı evden Kenanla beraber. genç adam. Lansmanı yapılan araç için alınan ön siparişlerinin temininde bir sorun olmuştu, daha doğrusu bu işi almaya uğraşan rakipler güçleri nispetinde taş koyuyordu. Vardarın itibarının ne kadar önemli olduğu herkes tarafından bilindiğinden biri ona saldıracaksa itibarından saldırıyordu. Bu durumda öyleydi şuan. Zamanında siparişleri teslim edememiş bir Vardar alemde işi eline yüzüne bulaştırdı, denmesine sebep olacak bu da Vardarı güvenilmez bir adam konumuna getirecekti. Vardar böyle olmasındansa ölürdü öldürürdü.
İşi arka planda Zemheri'ye devrettiği için ondan yardım istemişti çünkü düşmanları Vardardan korkardı ama Zemheri'den köşe bucak kaçacak yer ararlardı. Herkes bilirdi ki Zemheri merhametsiz bir psikopata dönüşür düşmanlarına karşı.. Gücü eline aldığı ilk günden beri...!
18 yıl önce
"Kendini ispatladın evlat, benim emeklerimi boşa çıkarmadın. Bundan sonra herkes bilecek ki senin arkanda Mehmet Vardar var. Seni öyle bir noktaya getireceğim ki düşmanların yüzüne bakmaya cesaret edemeyecek" demiş eseriyle övünen bir sanatkâr edasıyla bakıyordu Zemheri'ye.
Son sevkiyat işinin kontrolünü el altından ona vermiş başarısını bu şekilde test etmişti. Zemheri henüz 18 yaşında olmasına rağmen sevkiyatta arıza çıkaran 7 adam dahil rakip taraftan 16 kişiyi yaralamış ve sevkiyatı ustaca taktiklerle tereyağından kıl çeker gibi halletmişti. Uyguladığı taktik ve gösterdiği başarı sebebiyle Vardarı kendine hayran bırakmış Vardarın hayatını kurtarışıyla da güvenini kazanmıştı. Omzunu sıkan Vardar gururla karışık bir memnuniyetle konuştu.
"Dile benden ne dilersen evlat"
Kendini cehennemden çekip alan bu adama canını verse azdı Zemheri'nin asla bir beklenti içine girmemiş kesinlikle bir karşılık beklememişti bu güne kadar.
"Estafirullah abi. Senin canının yanında benim canımın ne kıymeti var"
"Bundan sonra öyle değil evlat sen en büyük olana kadar benim himayemdesin artık çekinmeden iste"
Bu güven veren koruyan kollayan hisse alışık değildi Zemheri annesi bile korumamış babası bile terk etmişti. Başkası niye korusundu ki!
"Abi senden sadece bana özel olacak hücrelerden oluşan bir mahzen ya da depo istiyorum bir de bu yaraladığım herifleri" dedi soğukkanlılıkla.
Kendisinde para mal mülk yerine bu istediği şeylere şaşıran Vardar yine de itiraz etmedi isteğinin yapılması emrini verdi. 30 hücreden oluşan dağ yolu yamacında eski bir fabrika görünümde olan yer onun istediği şekilde ayarlandı ertesi gün. 16 yaralı adamın her biri farklı bir hücreye kondu. Zemheri tam 16 farklı türden kelebeği getirip adamların yanlarına koydu ve her birisine aynı şeyi söyledi.
"Ömrün bu kelebeğin ömrüne bağlı o öldüğünde sen de öleceksin ve sana söz veriyorum bir an evvel ölmesi için yalvaracaksın."
Sonrası her gün bir öncekinden daha dayanılmaz işkenceler. Kelebeği ölenin ömrü de bitti. Her kelebek koleksiyonun yeni bir parçası oldu. Ve böyle doğdu kelebek vadisi..
Ve bundan sonra zaman mafyanın ölü kelebek koleksiyonuna tanıklık edecekti.
Toplantının yapılacağı yere gelmişti Zemheri ve tüm heybetiyle indi arabadan. 2 metre 10 cm boyu 133 kg ağırlığıyla duruşu bile yeterince ürkütücü olan bir adamın düşmanı olduğunuzda karşısında sinekten farkınız kalmaz zira o ezdiğinden emin olana kadar basmaya devam eder.
İçeri girdiğinde rakiplerden oluşan 3 kişi ve Vardarı yuvarlak bir masa etrafında otururken gördü yanlarına doğru ilerlerken onun geleceğinden haberi olmayan adamlar panikle kalktı yerlerinden. Eliyle oturun işareti yapan Zemheri'ye itiraz edilmeyeceğini bildiklerinden usulca kalktıkları yerlere oturdu adamlar.
Dokunmasalar kendi buzdan ülkesinde kimseye zararı olmadan yaşayan adam dokundukları anda çığ oluyordu bir anda. Bunu bilen kimse cesaret edip de bulaşmazdı ya bu sefer yeterince araştırmamış olmalarının kurbanı olmuştu. Saklamaya çalışsalar da korku dolu gözlerle adama bakmaktan alamıyodu Türkiye piyasalarını elinde bulunduran bu adamlar.
Madem Zemheri'nin sevdiği bir kişiye dokundular yanacaklardı o zaman Zemheri'nin buzunda!!!