Tüm vücudum dönüşüm için hazırlık yapıyor gibiydi. Tenim karıncalanıyor, içimdeki ateş beni yakıyordu. Bedenim beni büyülü sözleri söylemeye itiyordu. Kendimi kontrol etmek için derin bir nefes aldım. Aldığım nefes yüzünden kırık kaburgalarım tekrar akciğerime battı. Acının etkisiyle kükremeyle karışık bir çığlık attım. Ben sustuğumda hıçkırığa benzer bir ses duydum. Ardından da öksürme sesleri. Merakla kafamı biraz daha kaldırdım. Kimse kımıldamıyordu. Connor sağ tarafımda bana doğru eğilmiş bir şekilde donmuş kalmıştı. Abim kaşlarını çatmış sedyeden bir adım uzakta duruyordu. Bu demekti ki bu seslerin sahibi kâhindi. Sedyemin sol tarafında kaldığından onu görememiştim. Kızgın bir şekilde bana bakıyordu. “Kükremeden… Önce haber… Verseydin ya! Mısır… Boğazıma kaçtı.” dedi bir yandan öks