Acılarıyla büyüdü çabaladı uğraştı.
Aynanın karşısında ağlayan kadına baktı. Ama bu kadında farklı bir şey vardı.
Sevdiği adamı başkasıyla paylaşan kadındı. Sura öfkeliydi bu hayata Murat karısını hiç sevmemişti. Onun kalbinde hala aşık olduğu Jale'si vardı.
Bir zamanlar birbirlerini çok sevmiştiler. Murat'ın baskıları yüzünden ayrılık kararı almıştı.
Sura kaçarken doluya yakalanan kadındı. Çünkü ona aşıktı. Jale, Murat'ı ne zaman reddetse hırsını karısından çıkarıyordu.
Aynanın karşısında yaralarına baktı. Daha iyileşmeden yenisi ekleniyordu. Her geçen gün acıları daha da artıyordu. Murat'ın baskıları yüzünden canına kıyma reddesine gelmişti.
"Yeter vurma bana canım acıyor." diyordu. Ama onu duymuyor daha çok vuruyordu. "Sen benden habersiz dışarı mı çıktın" diye bağırmıştı. Oysaki sadece bahçeye çıkmıştı.
Gözyaşları geceye eşlik ederken, "Ben sadece hava almaya" sözünü diyemeden bir tokat daha yemişti. "Ben izin vermeden nefes almak bile yasak" dedi.
Sura artık bu acıya dayanamıyordu. Canı çok yanıyor her gün hakaret dayak yemekten bıkmıştı. "Jale ne zaman seni reddetse hırsını benden alıyorsun. Peki sordun mu kendine ben ne yapıyorum." dedi.
"Senin dilin fazla uzamış" elini kaldırdığında Sura havada yakaladı. "Sen bir katilsin kendi çocuklarının katilisin." Murat'ın gözleri doldu. Sura hep yüzüne vuruyordu. "Elbet bir gün cezanı çekeceksin." dedi.
"Sura sus artık yüzüme vurmandan bıktım." dedi. Ama susmaya niyeti yoktu. Gözleri dolmuştu. "Sen.. Sen var ya değil sevilmek yaşamayı bile haketmiyorsun." demişti.