Lewis ile beraber saraydan çıkmıştık. Ormana doğru yürürken uzanıp elini tuttum. Gece olduğu için kendimi bu şekilde daha güvende hissediyordum. "Annenle aranız nasıldı?" "Çok hatırlamıyorum." Dudağının bir köşesi yukarı kıvrıldı. "Ölmeden önce, yani bana öldüğünü söylemeden önce bir dakika bile ayrılmazdım yanından. Hatta teyzem bazen bacağına yapışıp ağladığımı bile söylemişti. Tam bir ana kuzusuymuşum yani. " Güldüm. "Seni öyle annesinin bacağına yapışmış bir çocuk olarak düşünemiyorum." Bir an gözümün önünde canlandırmaya çalıştım ama nedense çok komik bir görüntüydü. "Öyle işte." "Peki öldüğüne inanmadığını söylüyorsun sana göstermediler diye... Ama bir çocuk için bu çok travmatik olurdu. Belki de bu yüzden göstermediler. Neden onun öldüğüne inanmıyorsun?" "Son güne kadar oldukç