bc

LANETLİ ARZULAR +18 (ikinci şansım)

book_age18+
149
FOLLOW
1.2K
READ
revenge
alpha
dark
HE
time-travel
system
fated
second chance
friends to lovers
curse
badboy
drama
tragedy
sweet
bxg
lighthearted
serious
kicking
werewolves
vampire
mythology
pack
magical world
high-tech world
another world
enimies to lovers
soul-swap
superpower
ancient
wild
like
intro-logo
Blurb

Vampir tanrıçasının kızı olan Lora vampirler arasındaki büyük bir yasağı çiğner.

Vampir tanrıçası kızını bir gün sonra yargılayacağını söyleyerek süre kazanır, ardından herkes uyurken kızını başka bir evrene göndermeye karar verir.

Kızının yaşaması için ona ikinci bir şans verir, bu ikinci şansla beraber hayatına vampir olarak devam edemeyecektir.

Lora geldiği evrende nerede olduğunu fark ettiğinde büyük bir şok yaşar, çünkü bu ikinci şans onun için büyük bir risk taşımaktadır!

Lora kendisine verilen bu ikinci şansla hayatını kurtarabilecek mi, yoksa daha büyük zorluklar mı çekecek?

chap-preview
Free preview
YASAKLAR
Ellerinden kurtulmak için ne kadar çabalasam da boştu, beni bırakmayacaklardı! Gözyaşları içinde yere oturttular zorla, onlara karşı koyamadım bir türlü. Öfkeyle, ve de acıyla etrafa bakarken herkes hakaretler ediyordu bana. Yapmamam gereken büyük bir hata yapmıştım, kurallara uymayıp aşık olmuştum, hem de yasaklı olan birine! Hatam büyüktü, ve cezasının da ne olduğunu çok iyi biliyordum. Çaresizce onların bana hakaret etmesini dinledim, birkaç saniye sonra sesler susturulduğunda gelenin kim olduğunu anlamıştım. Annem, yani herkesi böyle bir hayata sürükleyen baş vampir! O yerine oturduğu an sesler kesilmişti, zorla başımı kaldırdım, onun bana bakışları utanç vericiydi. Ne yazık ki annem utanıyordu benden, hem de aşık olduğum için utanıyordu! "Herkes sussun, yargılama vakti başlıyor!" Evet, kraliçemiz yargılamayı başlatıyordu, ve yargılayacağı kişide kızıydı! Olayların bu raddeye geleceğini biliyordum en başından, ama annemin bana zarar vereceğini düşünmemiştim. Herkes kraliçesine karşı saygılı bir şekilde dururken ben ona bakamıyordum, çünkü hatalı olduğunu biliyordum ve ondan utanıyordum ne kadar utanılacak bir şey yapmış olmasam da. "Lora, bugün seni yargılamak için toplandık buraya. Yaptığın şeyin cezasının ne olduğunu biliyorsun!" Evet, bana ne yapacaklarını çok iyi biliyordum, zaten korkum da bu yüzdendi! Bedenime ağır ağır acılar saplanıyordu bir insanın kanını emdiğim için, bunu yok saymaya çalışsam da yapamıyordum. Biz vampirler acıya karşı duyarlıydık diğer canlılara karşı, ama insan kanı emdiğimiz zaman acıyı en derinlerimize kadar hissediyorduk! Ben bu hatayı yapalı 4 saat olmuştu, ve şimdi gösteriyordu kendisini, acı şimdi başlamıştı ölü bedenimde! Kimseye bir şey belli etmemek için yutkundum, zaten yeterince kötü bir durumdaydım, bir de bunu görmelerini istemiyordum daha fazla tepki almamak için. "Biliyorum kraliçem, yaptığım şeyin cezasını çok iyi biliyorum! Ama bir kez olsun dinlemeyecek mi kimse beni, öylece yargılanacak mıyım yani?" Anneme kaçamak bir bakış attığında yüzündeki hüzünü görmüştüm, ama bunu kimseye gösteremezdi, kraliçeliği buna müsaade edemezdi! O herkese karşı eşit davranmak zorundaydı, kimse adaletinden şüphe etmemeliydi, zaten bu yüzden yakıyordu beni, kendi kızını bu yüzden cezalandırıyordu! "Ne tür bir açıklama yaparsan yap, hiçbir şey değişmeyecek Lora! Ama yine de son kez seni dinleyeceğiz, neden böyle bir şey yaptın?" Biraz doğrulmaya çalıştığımda sırtıma yasladıkları mızrak çarpmıştı belime, bu yüzden fazla hareket etmemeye çalıştım daha fazla tepki almamak için. "Ben... Yasak olduğunu bildiğim halde dışarıya çıktım, sizin bizim için kurduğunuz güvenli ülkemizden kaçtım az da olsa kafa dinlemek için. "Bunun ne kadar yanlış bir şey olduğunu biliyorum, ama o an idrak edemedim bunu. Ve... Ve çıktığım zaman onu gördüm! "Ben aşık oldum kraliçem, ve aşık olduğum adamın da burada olmasını istediğim için onu da vampire dönüştürmeyi düşündüm. "Bu yüzden onu ısırdım, benim gibi, bizim gibi biri olsun istedim! O an olayın ciddiyetini anlayamamıştım, ben ne yapacağımı bilmiyorum!" Birazdan kurban edilecektim herkesin içinde, bunun korkusu her yanımı sarmıştı. Konuşurken çürüyen ellerime bakıyordum sadece, kimsenin yüzüne bakacak kadar cesur değildim çünkü. Özrüm kabahatimden daha büyüktü onlara göre, böyle bir konuyu konuştuğum için kim bilir ne laflar sayıyorlardı bana. "Böyle bir hata affedilemez kraliçem, her şey net bir şekilde belli, bizim topraklarımıza başka biri giremez! "Kızınız bunu bildiği halde böyle bir hata yaptıysa bedelini ödeyecek, bu da herkese ibret olacak işte!" Söyleyen kişinin kim olduğunu bilmiyordum, bildiğim tek şey haklı olduğuydu. Zaten herkes onu onaylamaya başlamıştı şimdiden, hak veriyorlardı benim ölümüm konusunda. En başından beri insanların dünyasına çıkmamız yasaktı, ve ben bu yasağı çiğneyerek kraliçemizin bizim için kurduğu güvenli ülkemizden kaçıp insanların arasına karışmıştım. Kimseye belli etmeden arada bir kaçıyordum ülkemizden, o zamanlar görmüştüm onu, aşık olduğum insanoğlunu. Ülkemizden çıkmak kesinlikle yasaktı, insanların bizim varlığımızdan haberi olmamalıydı, ve de buraya kimseyi asla getiremezdik! Ben bize koyulan bütün kuralları çiğnemiştim, bir insan oğluna varlığımızı göstermiştim, bu da yetmezmiş gibi onu ısırarak ülkemize getirmiştim. Onunla ne yapacaklarını bilmiyorlardı henüz, önce ben yargılanacaktım, ondan sonra onun için bir çare bulacaklardı. Yani bütün yasakları çiğnemiştim, ve bu da yetmezmiş gibi bir insanoğlunun hayatını da mahvetmiştim aşk uğruna. Pişman olup olmadığımı bilmiyordum, tek bildiğim şey ölmek istemediğimdi! "Sen bütün yasakları çiğnedin Lora, ve bu asla affedilir bir şey değil! Seni yargılayacağız, ama önce bu insanoğlundan kurtulmamız gerekiyor. "Onu geri insanların dünyasına göndermek istiyorsak seni öldürüp küllerini içirmemiz gerekiyor. Ve bir insanoğluna böyle bir yardımda bulunma konusunda emin değilim. "Bunu bir toplantı halinde oy birliği ile kararlaştıracağız, şimdilik yargılamayı başka bir tarihe erteliyorum. "Ama yargıdan kaçamayacaksın Lora, sonun belli, şu an karar vermemiz gereken tek şey ikinize ne yapacağımız. "Lora'yı mahzene kapatın, biz karar verene kadar orada kalacak, karar verildiğinde yine aynı yerde cezası kesilecek!" Annem olması hiçbir şeyi değiştirmiyordu, o tüm vampirleri düşünerek hareket etmek zorunda olan bir kraliçeydi. Bu şimdi dank etmişti bana, şimdi anlamıştım benim hiçbir önemimin olmadığını. Canımı yakan şey bu olmuştu zaten, ölüm düşüncesinden çok bu yakmıştı beni... Gözlerimden yaşlar akarken koluma yapıştı askerler, beni anında mahzene çekerken bağırdım herkese karşı. "Aşık olduğum için mi suçluyum, bu yüzden mi öldürüleceğim ben? Yapmayın kraliçem, bu katı kuralları kaldırın!" Sözlerimi önemseyen olmamıştı, aksine, herkesin öfkesini daha da arttırmıştım bu sözlerle. Askerler de bana sinirlenmiş olacak ki mahzene geldiğimiz an sertçe fırlattılar beni. Beni buraya kapattıktan sonra kapıyı kilitleyip uzaklaştılar, öylece kalakalmıştım ben de. Üzüntüyle demir kapıya baktım, ardından ağır adımlarla oraya yaklaştım yerimden kalkıp. Kapıya yaklaşıp elimi dokundurduğumda tuhaf bir şekilde acı çekmiştim, acıyla kendimi yere attım, elime baktığımda kıpkırmızı kesildiğini gördüm. Lanet olsun ki ben bu kapıya her dokunduğumda canımdan can gidecekti, ona göre tasarlanmıştı bu kapılar belli ki. Yerime geri çöküp duvara yaslandım, ardından her ne kadar imkansız olsa da buradan kurtulmak için bir yol aramaya çalıştım. Ama bildiğim gibi, buradan kurtulmak gerçekten de imkansızdı. Kuralları çiğneyen bir vampirin tek kurtuluş yolu ölümdü çünkü!

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook