Fahişeliğe Giriş Ve Aşk...
Bölüm: 3 ( Yaşlı Patronun Planları! )
Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır. Ahu olacak olaylardan sonra rüyalarını veya hayallerini gerçekleştirmek için uyanabilir mi?
Gelmemesi gereken zamanda gelen büyük patron , ortalığı hiç olmadığı kadar karıştıracak mıydı?
Arslan'ın yeni bir zaafı ortaya çıkacakken , ortama bomba gibi düşen babası ile zaafı daha fazla ortaya çıkmadan kayıp mı olucaktı?
Yaşlı patronun sert ve kendinden emin çıkan sesi tüm odada yankılanmıştı.
" Sercan! Yatakta yatan fahişeyi al , yeni yaptırdığımız sadist müşteri bölümüne kapat! " diye emir vermişti.
Emri duyan Arslan ve Ahu oldukları yerde buz tutmuşlardı. Kadınların olduğu bu kerhanede hiçbir kadına ayrıcalık tanınmazdı.
Bu kural asla değişmez ve çiğnenmezdi. Lakin.. Arslan , Ahu denen fahişe için bu kanunu çoktan yıkmıştı...
Yaşlı patron , bu kuralı yıkamanın cezasını oğlundan daha çok fahişesine kesecekti.
Sercan denen adam hiç acımadan kızın kolundan tutarak odanın dışına sürüklemeye çalışmıştı.
Arslan öfkeyle olduğu yerden kalkarak Ahu'yu adamın elinden kurtarmıştı. Çıplak bedeni arkasına alarak görmelerini engellemişti.
" Karşınızda fahişe de olsa bir kadın bulunuyor. Çıplak ve yerde sürükleyerek gözümün önünden götüremezsin. " Sesi o kadar sert ve ürkütücü çıkmıştı ki adam birkaç adım geriye gitmişti.
Yaşlı patron ise yüzünde alaylı bir gülümseme ile oğluna bakıyordu.
" Hergün yirmiden fazla adamın altına kadınları sokmanda sorun yok , yerde çıplak şekilde sürüklenmesinde mi sorun var Arslan? Ah doğru ya , sen bu fahişene kıyamıyorsun değil mi? Şimdiye kadar kac adamın altına yatırdın? "
Babasının sözleri üzerine sakin kalamayan adam sesini yükselterek konuşmaya başladı.
" En başından belli bu kerhaneyi yönetmek istemediğimi sana söyledim. Senin baskıların yüzünden buradaki her kadın en az yirmi ayrı adamın altına yatıyor. Ahu onlar gibi değil.. yapamaz.. bir tane müşteriyi bile kaldıramıyor , kaldı ki yirmi adamın altında kesin ölür. "
Elinde tuttuğu bastonu , oğlunun karnına sertçe vurmuştu. Karnına aldığı darbeye rağmen oğlu ne ses çıkarmıştı , ne yüzünde bir mimik oynatmıştı.
" Benim sözümün üstüne ne zamandan belli söz söyler oldun Arslan! Sana şeytan dediler diye kendini bir halt mı sandın! Bu fahişeye kıyamıyorsun ! Yirmi adamın altına girerse ölür öyle mi ? O zaman bu kadını yanıma alacağım ki , senin yanında olduğu zamanlarda yirmi adamın altına girmeyi kabul etmediği için onu pişman edeceğim! "
Adamın acımasızca sarf ettiği sözler, genç kızın kalbine ateş olup düşmüştü. Kalbine düşen bu ateş olduğu yeri değil, tüm vücudunu yakıyordu.
Ahu'nun gözleri önünde daha fazla bu tartışmayı sürdürmek ve onu acılar içinde bırakmak istemeyen adam , Ahu'dan tarafa dönmüştü. Babası gelmeden önce yere attığı pikeyi hızla eline alarak Ahu'nun tüm vücudunu sarmıştı. En azından hem kendisi hemde Ahu daha rahat ederdi.
Babası ne kadar fahişe desede Ahu , bilinen fahişelerden çok farklıydı. Ayrıca vücudu kimseler görsün istemiyordu..
Ne kadar babasının lanet adamına teslim etmek istemese de eli kolu bağlıydı. Şimdilik Ahu'yu vermeliydi.
Sercan , ne kadar korksada Arslan'dan. Büyük patron varken birşey yapamaz diyerek Ahu'nun kolundan sertçe tutarak odadan dışarıya çıkarmıştı.
" Onu götürmeyeceksin değil mi baba? Bana karşı her kötülüğü yapıyorsun zaten. Ahu'yu alarak daha fazla ileriye gitme. " diyerek genç kızı yanında yamacında tutmaya çalışıyordu.
Ferhat bey , eski koltuğuna kurularak oğluna baktı. İlk başta kızı alıp götürmek istedi lakin aklına gelen şeytani plan ile kalmasını uygun görmüştü.
" Ahu burada kalacak. Sadistler için ayrılan bölümde çalışacak. Hatta ilk müşterisini hazırladım. Belkide ona özel bir müşteri olur. Böylece seninde istediğin gibi yirmi adamın altına girmez " diyerek pis sırıtışını yüzüne yerleştirmişti.
Ahu'nun kalmasına sevinen Arslan , babasının yeni planlar hazırladığını anlamıştı. Nasıl bir müşteri ayarladıysa yirmisine bedeldi.. İçinde bir tedirginlik baş göstermeye başlamıştı.
" Ayarladığın müşteri kim ? Tanışıyor muyuz? Daha önce burada bulunan kızlar ile beraber oldu mu? Bu soruları Ahu için değil, patron olduğu için soruyor gibi göstermeye çalışıyordu.
Yaşlı patron , oğlunun ses tonundan ve soru sorma şeklinden herşeyi anlıyordu. Lakabı Şeytan olabilirdi ama babası kadar da tecrübe sahibi değildi.
" Çok yakından tanıyorsun Arslan. Daha önce burada bulunan kızlar ile beraber olmadı. Zaten evli ve karısını aldatma yanlısı değil. Söz konusu senin rakibin olmak olunca eminim Ahu'yu çoktan altına alır. "
Söz konusu Arslan'ın yerini almak ve rakip olmaksa , akla sadece bir isim gelirdi...
Barbaros Kozanoğlu...
Arslan ve Barbaros hem süt hemde kan kardeşiydiler. Çok yakın olan ikili arasına zamanla rekabet ve hırs girmişti.
Belkide girmemiştir? Ferhat Kanbolat'ı veya onlara düşman olan kesimi , yanıltmak için rekabet halinde görünüyor olabilirler.
Arslan duyduğu isim ile gülmeye başlamıştı. " Patron , yaşlandıkça bazı şeyleri unutuyorsun. Barbaros asla karısını aldatmaz , daha önce ne kadar teklif etmiş olsam da kerhane'nin içine adımını atmadı." demişti.
Haklıydı. Hangi aklı başında olan adam , kayınbabası mit müsteşarı iken karısını aldatmaya cesaret edebilirdi ?
Barbaros'un, kayınbaba korkusu mu yoksa karısına sadık olmasından ötürü mü kerhaneye inmiyordu , cevabını bilen yoktu.
" Söz konusu sana rekabet olunca karısını da aldatır, buraların müptelası da olur. " diyen babasına karşı birşey dememek için iki elinide yumruk yapmıştı.
***
Sercan denen adam , genç kızı kerhanenin en eski kadınlarından olan Binnaz'ın odasına atmıştı.
" Binnaz , bu kızı büyük patron sana emanet etti. Fahişelik hakkında ne varsa öğret. Bir süre sadist katında çalışacak , aynı odayı paylaşacağınızı söylememe gerek yoktur herhalde. " diyerek odadan çıkıp gitmişti.
Binnaz , genç kızın hakkında birkaç şey duymuştu. En dikkat çekici olanı ise Arslan'ın ona olan ilgisiydi.
Burada bulunan kadınlar Arslan'ın ilgisini çekmek ve altına yatmak için herşeyi yaparlardı.
Ahu , bunların hiç birini yapmamış, her fırsatta kaçmaya çalışmıştı. Hâlâ da çalışıyordu.
Aklını kullanabilseydi , Arslan'ın ona olan ilgisini kullanır, kimse onu görmeden buradan çıkmanın kolay yolunu bulmuş olurdu.
Kurtulmak için veya Arslan'ı kullanmak için çok geç değildi. Ona doğru yolu gösteren ve Arslan'ı iyi tanıyan birinden yardım alırsa bir kurtuluşu olabilirdi.
Bir ihtimalde olsa kurtuluşuna yardımcı olacak kişi Binnazdı.
Kendisi zamanında kurtulmak için çok çabalamış lakin kurtulmak yerine daha fazla gömülmüştü kerhanenin soğuk duvarlı odalarına.
Ahu'nun tedirgin gözleri odada dört dönüyorken aynı zamanda da temkinli hareket etmeye çalışıyordu.
Genç kızın içi korku ile kaplanmıştı. Arslan'ın yanındayken kendisini güvende hissettiğini yeni fark etmişti. Kendisine yabancı olan kadın ve sadist koridoru, içindeki korkusunu arttırıyordu.
" Benden korkma Ahu. Sana zararım değil ancak yararım dokunur. Bende senin gibiydim.. çok çabaladım kaçıp kurtulmak için .. her seferinde büyük patronun kolları arasına ve soğuk odalar düştüm.
Buradan kaçmak istiyorsan bir yolu var. O yolda Arslan ve onun sana beslediği beğeni veya etkilenmeden geçiyor. Bunu kullanmasını bilirsen , kadınlar kerhanesinden kurtulmuş olursun. "
Binnaz'ın söylediklerine inanmak istiyordu genç kız. Yeni tanıştığı hatta tam tanımadığı birine nasıl güvenebilirdi ki?
Arslan'ın beğenisini kullanarak buradan kurtulma ihtimali varsa , kesinlikle deneyecekti. Belkide çok büyük bir risk alıyordu lakin , kurtuluş için herşeyi göze alırdı.
" Seni yeni tanıyorum ki tam tanışmış sayılmayız. Yinede kandırılma ihtimalini de göze alarak Arslan'ın bana olan beğenisini kullanacağım. " dedi genç kız.
Binnaz , kızın akıllıca ve cesaretli bir şekilde karar vermesi ile gülümsemişti. Teklifte bulunurken kabul edeceğini biliyordu.
İnsan bu cehennemden kurtulmak için her türlü ihtimale tutunur ve tüm çabayı gösterirdi.
" Adım Binnaz. Buraların en eskisi sayılırım. Arslan'ı ve en önemlisi büyük patronu çok iyi tanırım. Arslan , burayı asla yönetmek veya devralmak istemiyordu. Babası yani büyük patron , elinde öyle güçlü bir tehdit unsuru bulunduruyor ki... Arslan'da eli kolu bağlı mecbur söylenenlere ayak uyduruyordu."
Genç kız , Arslan'ın aslında buraları yönetmek istemediğini biraz olsun anlamıştı. Başka kadınlar ile iş gereği ilginiyor , onun harici özel odasına almıyordu.
Şaşırdığı asıl nokta ise babasının elinde onu tehdit edicek önemli birşey varken , babasına karşı azda olsa onu korumaya çalışmıştı.
Bu adama belki bir ömür minnet duyacaktı. Ya onun beğenisi kullanıp buradan çıktığında.. Arslan ona karşı nefret beslerseydi?
Peki nefret besleme düşüncesi genç kızı neden üzüyordu?
" Peki.. o tehdit yani Arslan'ın elinin kolunun bağlı olmasının nedeni nedir? " diye çekinerek olsa da sormuştu. Cevabını alabilir miydi bilmiyordu.
" Bunu söylemem ne kadar doğru olur bilmiyorum.. Arslan'a yakın olduğunda onun ağzından duyarsın. Ne zaman Arslan'a yakınlaştın o zaman bu tehdit senide ilgilendirir. " demişti.
" Peki.. ben Arslan'a nasıl yakınlaşacağım ki? Yani ne yapmam gerekiyor bilmiyorum.. " demişti genç kız.
Genç kızın sorusu ile Binnaz'ın kahkahası odada yankılanmıştı.
" Kız , güzelliğin yetiyorda artıyor bile. Arslan daha önce burada bulunan hiçbir kadını yatağına almamıştı. Güzelliğin her gün sana çekti , çekmeye de devam edecek.
Her zaman olduğundan daha güzel ve seksi giyineceksin. Odasına çağırdığında güzel gözlerini ortaya çıkaran bir makyaj yapıcaksın. Hatta her geçen gün fantazi tarzı gecelikler deneyecek Arslan'ı baştan çıkaracaksın. " diyerek öğütler veriyordu. Saydığı herşey, bir erkeği baştan çıkarmaya fazlası ile yeterdi.
Arslan'ı sadece baştan çıkarmak yetmezdi. Onun kalbinin kapılarını da açmalı ve merkezine yerleşmeliydi...
Ahu .. güzelliği , çekiciliği , seksi ve masum hâlleri ile Arslan'ı kendisine tutuklu bırakacaktı..
" İyi , güzel diyorsun abla da.. ben bu dediklerini nasıl yapacağım? Beceremem ki böyle şeyleri.. " diyerek kadından bir çıkış yolu beklemişti Ahu.
" Yapamam yok Ahu. Özgürlüğün için Seksi , çekici ve masum hallerini kullanacaksın. Arslan'ı önce vücuduna sonra ise kalbine bağlayacaksın. Yoksa buradan kurtulamazsın. Yalnız uyarmam gereken bir konu daha var. Sakın Arslan'a aşık olma.. Yoksa tüm planlarımız suya düşer. " diyerek uyarıda bulunmuştu.
Oysa aşk uyarı ve yasak dinler miydi? Ya da uygunluğa bakar mıydı?
Aşk.. beklenmedik bir anda beklenmedik birine hissettiğin yoğun bir duyguydu.
Arslan daha önce hiç aşık olmamıştı. Hiçbir kadına kalbinin kapılarını açmamıştı.
Ahu.. ya da kendi deyimi ile Pelen.. bu yaşına kadar birkaç erkek ile flört etmişti lakin asla aşık olmamıştı.
Aşk nedir? Ya da kime olunur bilmezdi. Hoş Aşk hiç adres ve kişi sorar mıydı?
" Pekala abla dediğin gibi yaparım.. Aşık olmam ve sadece plana sadık kalmaya çalışırım. " demişti.
Oysa biz planlar kurarken , asıl bize plan kuran hayatın yeni hamleleri ne olucaktı?
Aşık olmam ve plana uyarım diyen Ahu Pelen , planın sonunda aşık olucak mıydı?
Peki Arslan... Ya ona çıkış bileti olarak yaklaşan genç kızın asıl amacını anlayabilecek mi? Yoksa gözlerine aşkın ve tutkunun perdesi mi inecek?