"Duru lütfen dikkatli ol oralarda keşke ben de gelseydim baban tam hasta olacak zamanı buldu."
'Tamam anne bir şey olmaz artık. İstanbul büyük bir yer ve ben çok dikkatli olacağım söz veriyorum ' diye yakınarak kapattım telefonu.
İstanbul'a teyzemin kızı benimde biricik kuzenim olan hatta tek sevdiğim kuzenim olan Nazlı'nın düğününe gidiyorum.
İşlemleri halledip kafeterya kısmına geçtim sadece bir kahvelik vaktim vardı.
'Amsterdam- İstanbul uçağı 35 dakika içinde kalkışa geçecektir valizlerinizi görevlilere teslim edip A kapısına ilerleyiniz tekrar ediyorum...' anonsu duyunca oturduğum sandalyeden kalkıp elimdeki karton bardağı çöpe attım.
Valizleri görevliye teslim edip büyük siyah çantamı yanıma alarak A kapısına doğru ilerlemeye başladım hemen. Daha önceden bildiğim yerleri hızlıca geçiyordum.
Hava alanı her zaman olduğu gibi kalabalıktı. İstanbul'a birkaç defa eğitim seminerleri için okulumla beraber gitmiştim. Güzel bir yerdi ama babam elçilikte çalıştığı için yıllar önce,ben daha 5 yaşındayken, Amsterdam'a taşınmışlardı.
Eğitimim ve arkadaş ortamım çok güzeldi o yüzden bu ülkeyi seviyordum. Ama bütün akrabalarımız kuzenlerim oradaydı.
Ve İstanbul'u hep onlar sayesinde öğrenmiştim. Bazen onlara imrendiğim doğruydu.
Birkaç sevgilim olmuştu. Ama ben gerçek aşkı arayan biriydim. Hani insan aşkı için her şeyi yaparmış ya bulursam ben de her şeyi yapabilirdim ama dediğim gibi bulsam..
Uçakta yerime oturunca çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp rastgele bir şarkı seçtim. Biraz uyusam kına gecesinde hortlak gibi dolaşmazdım.
Birkaç saat öncesi Acardan:
Antrenman biter bitmez kısa bir duş alıp tesislerden çıktım. Çantamı yanımdaki koltuğa bırakıp arabayı otoparktan çıkarırken yorgun ama keyifliydim.
En yakın arkadaşım evliliğe bir adım daha yaklaşıyordu ve bu akşam kızlar arasında kına gecesi düzenlenecekti.
Bizim de Tolga için çok güzel bir sürprizimiz vardı ama Nazlı neler olacağını tahmin ettiğinden izin vermemiş üstüne bir de Tolgayı artık ne ile tehdit ettiyse hepimiz kapıda onların eğlenmesini bekleyecektik.
Nişanlım Ayda da bu gece için özel hazırlanacağını söyleyip sabah erkenden kendini bakım için kapatmıştı.
Ailede herkesin planlarına uymak zordu. Ama annem bile hala beni kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
Ayda'yla onun kontrolünden çıktığımı göstermek için nişanlanmıştım gerçi şimdi de kendimi Ayda'nın kontrolüne sokmuş gibi hissediyordum.
Kendimi değerli hissetmiyordum bu da aramızda fazlasıyla kavga çıkmasına neden oluyordu.
Ben ünlü bir futbolcuydum. Bütün kadınlar benim peşimdeyken hayatımda olan kadınlar neden bu kadar kontrol manyağıydı cidden anlam veremiyordum.
Zaten koşulsuz şartsız onlara bağlı olduğumu bilmiyorlar mıydı?
Tolga ve Nazlının düğün hediyesi için önce her zamanki aile kuyumcumuza gidip annemin bu düğüne özel olarak tasarladığı takıyı aldım.
Annem mücevher tasarımcısıydı. Babamda zaten annesinin istediği kolyeyi hediye almak için kuyumcuya gittiğinde görmüş aşık olmuştu anneme.
Tam bir memleket aşığıydı babam. Annemin göçmen olması ailesinde önce sıkıntılar yaratsa da babaannem onların aşkına inanıp izin vermiş evlenmelerine.
Sanırım ailemde en çok sevdiğim insan babaannemdi oda Ayda'yı hiç sevmez hep yapmacık bulurdu.
Ama kendimi buna mecbur hissetmiştim hem Ayda bana karşı iyi gibiydi.
Sonuçta ben sadece annemin zincirlerinden kurtulmak istiyordum tabi kendimi daha büyük bir zindana attığımdan şüpheliydim.
Arabayı evin önüne park edip hemen indim. Duş alıp Tolganın yanına gitmeliydim ama eğer ararsam biraz daha oyalanma şansım olurdu.
Telefonu elime alıp evin kapısını çalarken hızlı aramadan tolgayı bulup aradım.
Görevli kıza bakmadan hemen yukarı odama çıktım. Bu evde sürekli kalmasam da arada bir annemin gönlünü yapmak gerekiyordu.
Tabi bu zamanlarda Ayda kavga çıkarır sen beni sevmiyorsun triplerine girer ilgi beklerdi. Artık cidden bunlardan sıkıldığımın farkındaydım.
Ben hayatımda yüzümü güldürecek neşeli pozitif bir insan istiyordum. Ne kadar zor olabilirdi ki?
Tamam annemi çok severim gerçekten çok iyi asla insanları ayırmayan biridir ayrıca zaten bir evlat olarak hakkını ödeyemem. Sadece bazen hem babam hem de beni bıktıracak kadar çok sıkıyor.
Evlen dedi Ayda'yı getirdim.
"Bu kızı mı gelin diye uygun buldun bana" dedi, hala daha sevmezler birbirlerini. Bu konuda anneme hak veriyorum sadece beni iyi birine emanet etmek istiyor ki Ayda'nın para ve kıyafetten başka derdi olmadığı için ben de' benim için en iyisi o' diyemiyorum.
"Kardeşim ben eve şimdi geldim bir isteğin var mı benden ona göre gelirken halledeyim" diyerek telefonu hoparlöre alıp giyinme odama geçtim.
'Yok kardeşim her şey hazır sadece Duru gelecek onu da hava alanından aldırırız bizim çocuklardan biri gider sen kendin gel yeter" diyerek arkadan sesi gelen Nazlıya da cevap yetiştirdi.
"Hava alanı burnumun ucunda Tolga. Ben gider alırım kuzenini Nazlının, yollama bir daha çocukları bu trafikte. Hadi kapatıyorum ne zaman geleceğini mesaj at bana" diyerek gülümsedim.
Nazlı ve Tolga çok iyi bir çiftti ayrıca birbirlerini gerçekten çok seviyorlardı. Nazlının oyunculuğu zamanında ilk film galasına arkadaş grubumuz olarak gitmiştik.
Tolga ve Nazlının birbirine bu kadar aşkla bağlı olması her zaman kendi ilişkimi sorgulamama sebep oldu. Ayda ile aramda çıkar ilişkisi vardı resmen. Birkaç aya evlenme düşüncesi beni fazlasıyla geriyor.
Soğuk suyun altına girip fazla oyalanmadan duştan çıktım. Nazlının kuzeni Duruyu hiç görmemiş olmama rağmen kızın herkes tarafından sevildiğini biliyordum.
Ufak çocuklar her zaman sevilir zaten dimi ?
Üstüme akşam giymem için hazırlanan beyaz tişört ve siyah dar pantolonu giyip siyah spor ceketimi üstüme geçirdim. Ayağıma siyah spor ayakkabılarımı giyerken masadan hangi parfümü alıp sıksam diye düşünüyordum.
Siyah başladık siyah bitsin düşüncesiyle en son karamel kokulu parfümü sıkıp odadan çıktım.
Merdivenlerden hızla inerken telefondan mesajı kontrol ediyordum. Duru yarım saate inecekti zaten havaalanı buradan 5 dakikaydı, yani sıkıntı olmaz yetişirdim.
Arabama atlayıp havaalanına sürdüm. Küçücük kızı tek başına mı göndermişlerdi, nasıl bir sorumsuz aileydi bu annem olsa peşime 10 tane de adam takardı. Kıza özenmedim desem yalan olur.
Havaalanına gelince birkaç kontrolden geçip dış hatlar çıkış kapısında beklemeye başladım. Elimde de Duru Sancaktar yazılı bir kağıt vardı. Bunu iyi akıl etmiş arabada yazmıştım. Nazlı gibi kumral biri mi beklemeliydim bilmiyordum ki.
Kapılar açılıp insanlar çıkmaya başlayınca herkesi tek tek izlemeye başladım. Ufak bir kızı yanında uçuş görevlilerinden biriyle görünce o sanıp el sallıyordum ki kız bir adama koşup sarıldı.
Herkes çıkmış gitmeye başlamışken bende rötar yaptığını düşündüğüm uçak için bilgi almaya gidiyordum tabi arkamdaki ince ses 'Ay geldim geldim dur gitme' diye bağırmasaydı.
Önüme dönüp bana doğru koşan sarı saçlı uzun bacaklı-evet ona dikkat ettim- kıza bakmaya başladım. Küçük bir kız bekliyorum demiştim değil mi?
"Çok özür dilerim beklettim ama uyuyakalmışım uçakta. Bir de numaramı isteyen hostla kavga etmek zorunda kaldım o yüzden o bizi bulmadan valizimi alıp kaçalım bence." diyerek girdiğim transtan elimi tutarak çıkardı. Hostla kavga ettim mi dedi o ?
Allah'ım dualarımı neden hep yanlış zamanda kabul ediyorsun?
Valizi alıp havaalanından hızla çıkınca gülmeye başladım. Duru da benimle birlikte gülmeye başlayınca gülerek elimi ona uzattım ve 'Ben Acar Saygıner , tanıştığıma memnun oldum.' Dedim.
'Ben de memnun olmak isterim Acar tabi beni o kınaya ve kuzenime yetiştirme şansın varsa ' diyerek gülümsedi.
Nişanlın var o yüzden mesafeyi koru Acar diyen iç sesime uyup kıza arabayı gösterdim.
Duru arabaya binerken hiçte Ayda gibi mini bir elbiseyle karşıma çıkmamış olmasına şaşırdım. Tabi bide hostes olayı vardı. Bu arada Durunun üstünde siyah bir pantolon ve beyaz düz bir tişörtle deri ceket vardı.
İstanbul trafiğine karışınca izin isteyip radyoyu açtı. O sırada eğildiği için bana yakın olan saçlarından gelen buram buram yasemin kokusu içime doldu. Oh mis.
Kendine gel Acar diye diye normale dönerken kına mekanına gelmiştik. Tolganın ve Nazlının annesi en iyi mekan arayışında boğazda bir yalıyı kına gecesi için ayarlatmıştı. Nazlının en yakın arkadaşlarından olan Görkem tasarımı yapıp annelerin ve Nazlının beğenisini kazanınca hemen işe başlamışlardı.
Arabadan bakınca kapı girişindeki gazeteci ordusunu görebiliyordum. Şimdi neden Ayda yanımda değil diye bir sürü tantana edeceklerdi.
Duruyla beraber yürüyüp sorulara cevap vermeden geçtik. Zaten çıkışta Ayda'yı göreceklerdi yanımda sıkıntı olmazdı. Duru teşekkür edip içeri geçince bende arkasından bakmakla yetindim. Hayatıma hiç girmeden gitti mi ne ?