Afik 5. Bölüm

1056 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Bu. Burada yan. Yanlış yazıyor değ. Değil mi? B. Ben yanlış oku. Okudum. Annem gözünden akan yaşlarla kekeleyerek konuşuyordu. Bir ara sendeleyince ağabeyim koluna girip odadaki tekli koltuğa oturtmuştu. Babamların annemin yanına gitmesi ile ben de yerimden kalkmaya çalıştım ama doktor izin vermemişti. -Asuman bak bana güzelim. Ne oldu? Ne yazıyor orada? Annem başını sağa, sola sallayıp hıçkırarak ağlamaya devam ediyordu. Babamı duymuyor gibiydi. -Be. Benim kızım hast. Hasta değil. Benim kızımın bir şeyi yok! Annesinin prensesi has. Hasta olamaz ki. Annemin söyledikleri herkes donup kalmıştı. Hastalık? Ben hasta mıydım? Annemin ağlaması daha da şiddetlenince doktor devreye girerek hemşire çağırmış ve anneme sakinleştirici iğne yapılmıştı. .... Dakikalar birbirini kovalarken saatler önce uyuduğum yatak da şimdi annem uzanmış sakinleştiricinin etkisiyle uyuyordu. Doktor babamlarla konuşup sonuçlar hakkında konuşurken ben de odadaki berjere oturmuş annemin kötüleşmesine sebep olan kağıtlara bakıyordum. Beyin tümörü diğer bir değişle beyin kanseri... Hastaydım. Beynimde tümör vardı. .... Doktorum öğleden sonra hastaneye gelin demesiyle sabaha karşı taburcu olup eve gelmiştik. Herkes robotik hareketlerle hareket ediyordu. Annem sabaha karşı kendine gelmişti. Babamın zoruyla doktorla konuşmadan eve gelmeye ikna etmiştik. Olayın baş kahramanıydım ama sakin kalmaktan başka çarem yoktu. Kimse için olmasa da annem için sakin kalmalıydım. Odama çıkıp yatağıma oturduğumda saat daha yeni sabahın yedisiydi. Odada telefonumun sesinin yükselmesi ile çantamdan telefonu çıkarıp baktığımda arayanın Ege olduğunu gördüm. Daha fazla bekletmeden telefonu açıp kulağıma koydum. -Günaydın uğur böceği. -Günaydın. -Sana gün pek aymamış. Uykunu mu tam alamadın? -Galiba. -Neyse. Hadi hazırlan yirmi dakikaya gelirim. Bir yerde oturup kahvaltımızı yapıp öyle geçeriz fakülteye. Öğleden sonra doktorla konuşana kadar kimseye öğrendiklerimi söylemek istemiyordum. -Ege biraz halsiz hissediyorum. Sanırım hasta olacağım. Bugün gelmeyip biraz dinleneceğim. -Bin kere uyarıyoruz ama her seferinde burnunun dikine gidiyorsun. Akşama size gelip Asuman anneye şikayet edeceğim seni. Kulaklarını çeksin biraz. -Tamam şikayet edersin. Ama şimdi izin verirsen uyumak istiyorum. -Akşama görüşürüz. -Görüşürüz Egecik. Telefonu kapatıp yatağıma uzandığında odanın kapısı tıklatılmış ve Özge odaya girmişti. -Ab. Abla yanında uyuyabilir miyim? Bir şey söylemeden yatak da kenara kayınca Özge yatakdaki boşluğa gelip uzanınca üstümüze örtüyü örtmüştü. -A. Abla... -Şhhhh, ağlarsan döverim seni. Hastaneye gittiğimizde doktor ne derse desin ağlamak yok. Anlaşıldı mı tekne kazıntısı? -Hı hı. Özge elimden tutup gözlerini kapatınca daha fazla düşünmemek adına ben de gözlerimi kapatmıştım. ...... Yerimde gerinip kalktığımda telefonumu elime alıp saate bakmıştım. Bir saat sonra hastanede olmamız gerekiyordu. Telefonu yerine bırakıp arkamı döndüğümde yatak da tek başıma olduğumu fark etmiştim. Özge benden önce uyanıp gitmişti demek ki. Odamdaki banyoya geçip elimi yüzümü yıkayarak tekrar odaya geçerek jean ve kazak gitmiştim. Saçımı da toplayıp odadan çıkıp salona geçtiğimde bizimkileri görmüştüm. -Çıkalım mı? Sorumla bir şey demeden dördü de ayaklanmıştı. Hastaneye varana kadar kimseden ses çıkmamıştı. Sessizlik biz doktorun odasına girerken de devam etmişti. Gece benimle ilgilenen doktor dışında bir doktor daha vardı. -Geçmiş olsun... Sizler gelmeden önce Özkan bey ile konuşup sonuçlara baktım. -Bakın bir yanlışlık var. Biz ailecek düzenli olarak yılda iki kere check up yapıyoruz. Kızımın beyninde tümör olması imkansız. Daha üç ay önce kapsamlı check up yaptırdık ve bir şey çıkmadı. -Asuman hanım sizin de bildiğiniz gibi bazı tümörler çok hızlı büyüyor ve yayılıyor.... Maalesef çıkan sonuçlar doğru. Şimdi birkaç test yapıp tümörün huyunu tespit edip ona göre nasıl bir tedavi yolu izleyeceğimize karar verelim. Annem ağlayarak da olsa başını sallamıştı. Günün geri kalanı oradan oraya yönlendirmekle geçmişti. Önce Nörolojik muayene olmuştum. Nörolojik muyanenin nedeni ise oncelikle zihinsel fonksiyonlar, koordinasyon, konuşma test etmekti. Daha sonra görme, işitme, yüz-dil hareketleri gibi kranial sinir fonksiyonlarına bakıldı. Güç muayenesi (motor muayene), duyu muayenesi yapıldı. Sonra refleks, denge, ve diğer fonksiyonları muayene edildi. Daha sonra normal MR çekilsem de doktorun isteği üzerine vücudumun diğer yerlerindeki kanser tanısı için gereken tetkikler yapıldı. Tetkiklerin amacı ise beyin tümörünüzün vücudun başka bir yerinden sıçrama (metastaz) şüphesi varsa o zaman o tümörleri saptamak için PET BT, sintigrafiler, tüm vücut MRG gibi ek tetkikler yapılarak yayılma oranına bakmaktı. Son olarak biyopsi ile temporal lobdan küçük ve ince bir iğne ile örnek alınmıştı. Beyindeki anormal dokudan örnek alınması ve test edilmesidir. Beyin ameliyatı gibi açık veya küçük bir delikten ince iğne ile yapılabilir. Ulaşılması zor bölgelerdeki beyin tümörleri veya beyindeki daha kapsamlı bir operasyonla zarar görebilecek çok hassas bölgeler için stereotaktik iğne biyopsisi yapılabilir. Bu işlemde kafatasında küçük delik açıldıktan sonra iğne ile önceden çekilmiş beyin MRG ve BT'sindeki belirlenen noktaya koordinatlar çizilir ve bu noktadan patoloji için doku örneği alınır. Alınan doku örnekleri patoloji laboratuarlarında mikroskop altında incelenerek tümörün cinsi, iyi veya kötü huylu olması, gereken tedaviler ve prognozla ilgili bilgi verir. İlk defa okuduğum bölümden nefret etmiştim. İnsanın bazı şeyleri bilerek yaşaması çok kötü bir duyguydu. Normal, sıradan bir hasta olsaydım yarına kadar içimdeki umudum devam ederdi ama şu an tam tersini yaşıyordum, yaşıyorduk. Annem benim bildiğimden daha fazlasını biliyordu ve yapılan her testten sonra daha da kötü oluyordu. Doktor sonuçun yarın çıkacağını söyleyip bu gece hastanede kalmam gerektiğini söylemişti. Ege akşam geleceğini söylediği için onu arayıp yarın gelmesini söylemiştim. Başta anlam veremese de üstelemeyip kabul etmişti. Yarın ki sonuçlardan sonra arkadaşlarıma söyleyecektim. Yapılan testlerden yorgun düşen bedenim uykuya teslim olurken Özge annemin kolunun altına girmiş koltukta oturuyordu. Babam ve ağabeyim de camın önünde ayakda durmuş bana bakıyorlardı. .... Yeni güne gözlerimi doktorun gelmesi ile açmıştım. Diğer günlere göre tek fark annemlerin yanında Zuhal teyzenin olmasıydı. Ağabeyimin yatağı hafif dikleştirmesi ile doktor ön bilgi verip hemen detaylı açıklama yapmaya başlamıştı. -Biyopsi sonuçları çıktı. Maalesef habis (kötü) beyin tümörü tespit edildi. Doktorun ağzından çıkan kelimelerle annem daha da kötüleşiyordu. -Habis beyin tümörü , kanserli hücrelerle oluşan kötü huylu beyin tümörleri iyi huylu tümörlere göre daha hızlı büyür ve yakınında bulunan beyin dokusunu işgal edebilir. Kötü huylu beyin tümöründe bulunan kanserli hücreler tümörden ayrılarak beynin diğer bölgelerine ve omuriliğe yayılabilir. Bu yüzden en yakın zamanda tedaviye başlamalıyız. -T. Tamam. Ben dünden beri araştırıp en iyi cerrahlarla konuştum. Begüm de kabul ederse hemen ameliyata alırlar. Sonrasında radyoterapi ve kemoterapi görünce herşey biter. -Asuman hanım tümörlü bölge temporal lobda bulunuyor ve üçüncü derece bir tümör. Bildiğiniz üzere çok riski bir ameliyat olabilir. Begüm hanımın ameliyatı başarılı olsa bile vücudunda çeşitli hasarlar kalabilir. Doktor açık açık söylemese de ameliyattan sağ çıkma ihtimalim %45 'di. Ameliyattan çıksam bile hafıza kaybı, görme kaybı, koordinasyonumda zayıflama, hareket kabiliyetimin zayıflaması, yüz felci, yürüyememe gibi bir sürü hasar kalabilirdi. -Size ameliyatın riskilerini içeren bir belge vereceğim eğer orada yazan maddelere rağmen kabul ederseniz en kısa sürede ameliyata alırız Begüm hanımı. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD