Afik 28. Bölüm

1030 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Anne biraz daha uyuyayım. Sonra kalkıp bir şeyler atıştırırım. -Kuzum kahvaltını et, sonra uyursun. -Anne lütfen ya. Şimdi kalkarsam sonra uyuyamam. -Uyursun uyursun. Hadi kalk bakalım. Oflayarak yatak da doğruldum. Gözümü ovuştururken annem dolaptan giymem için kot pantolon ve tişört çıkarmıştı. Çıkardıklarını yatağın üstüne koymuştu. -Dolabın hâlâ dolu. Bu kıyafetlerini götürmeyecek misin? -Yok onlarda burada kalsın. Burada da elbiselerim olsun. -Kalsın tabi. Annem yatağımdan kalkarken ben de ayaklandım. -Psikolog randevun hangi gün? -Yarın anne. -Ben de geleyim seninle. -Yok anne. Tek başına giderim. -Niye kızım? Geleyim, hem de psikoloğun ile konuşurum. -Tek başına giderim. Zaten randevudan sonra senin yanına geleceğim sultanım. Anne, kız doktora gitmek içinde farklı bir şeyler yaparız. -Sen bilirsin kızım. Annem odadan çıkarken oyalanmadan banyoya geçip rutin işlerimi hallederek giyinmiş ve aşağıya inmiştim. Herkes masadaki yerini çoktan almıştı. Özge düğünde giyeceği elbisenin biraz dar geldiğini söyleyip düğün gününe kadar yulaf lapası yiyeceğini söyleyerek üzgün gözlerle masaya bakıyordu. Ona inar olsun diye gül böreğinden koca bir ısırık aldım. -Ye sen ye . Düğün günü gelinliğim olmuyor diye ağlarsan ben de karşına oturup güleceğim sana. -Senin gibi miyim ben? Ben yiyip, yiyip kilo almıyorum. Sana da su içsen yarıyor. -Gıcık. İnşallah kilo alırsın da görürnün gününü. -Şhhh kızlar! Hadi kahvaltınızı edin. -Afedersin baba. -Tamam baba. Babam başını sallayıp çayından yudum almıştı. -Bugün ders çalışacak mısın Begüm? -Akşama doğru Ege gelecek. Hem konu tekrarı yapacağız hem de biraz dikiş çalışacağız. -Nasıl gidiyor çalışmalar? Düğün hazırlıklarından dolayı aksamıyor değil mi? -Yok baba, olur mu öyle şey. Hem anneme göre hem de Ege'ye göre eskisinden iyi dikiş atıyormuşum. Derslerim desen annemin beklediğinden iyiymiş. Bu gidişle giderse seneye mezun olurum. Doruk'dan ayrılıp, tekrar barışınca eskisi gibi ders çalışmaya başlamıştım. Annem, Zuhal teyze, Ege, Miray derken neredeyse hepsi ders çalışmama yardımcı olmuşlardı. Hepsinin yardımlarıyla unuttuğum her şeyi silbaştan tekrar öğrenmeye başlamıştım. Komitelere katılır gibi annem ve Zuhal teyze hafta da bir yanlarına çağırıp sorular sorarak bilgimi ölçüyorlardı. Kısaca dokuz aydır çok yoğun ders çalışıyordum. Bir yandan düğün hazırlıkları bir yandan ders çalışmalarım oluyordu. Kahvaltıdan sonra herkes bir yere dağılırken tekrar odama çıkmıştım. Geçtiğimiz aylarda ani bir kararla kendi odama geçmiştim. Artık misafir odasında kalmıyordum. Odaya girdiğim gibi tekrar pijamalarımı giyerek yatağa girdim. Akşam Ege gelene kadar uyuyup dinlenmek istiyordum. Sonraki günlerim zaten hareketli geçecekti. En azından bugün ne kadar dinlenirsem o kadar kârdı benim için. KINA GECESİ -Begüm iyi misin? -İyiyim. Gözüm dalmış. Ne oldu, Niye ses verdin? -Hiççç, biraz sonra salona geçeceğiz. Görevli söyledi. -Çıkalım öyleyse. -Biraz sonra çıkacağız. Kırmızı abiyemin eteklerinden tutarak odadaki koltuğa oturdum. -Begüm gerçekten iyi misin? Şu an çok farklısın. -İyiyim. Niye iyi olmayayım ki? Bu gece benim gecem. Birazdan çıkıp gönlümce eğleneceğim. Ben gayet iyiyim de sen niye durduk yere bana aynı soruyu soruyorsun? -Günlerdir olduğu gibi dalgınsın. Doruk ile mi kavga ettiniz. Düğün arefesinde telaştan olur öyle şeyler... Eğer başka bir şey varsa da bana anlatabilirsin. -Peki sen bana her şeyi anlatır mısın? Benden bir şey saklar mısın? İyiliğim için olsa bile bir şey saklar mısın? -Ni. Niye saklayayım ki. -Ben de öyle düşünmüştüm. Kapının tıklatılması gel diye ses vererek ayaklanmıştım. Organizasyon şirketindeki görevli gelmiş,, artık çıkmam gerektiğini söyleyince çıkmıştı. Görevli kızlar eşliğinde çıkacaktım. Miray çıkıp davetlilerin arasına giderken kızlar önünde sıraya girmiş, ağır adımlarla salonun devasa giriş kapısının önüne varmıştık. .... Günler öncesinde prova ettiğimiz koreografiyi sergileyerek hazırlanan tahda geçip oturdum. Oturmakla Doruk boynunda davul ile içeriye girmişti. Güzeller içinden bir seni sevdim Kalbimi sana, bir sana verdim Biyerlerde şenlik olsa sebeplensek, eğlensek Felekten bir gece çalsa Tir tir edip söylenmesen Kan ter içinde eğlensek Son gülenin hatrına Güzeller içinden bir seni seçtim Kalbimi sana, bir sana verdim Misafirler eğlenirken yengemin beni kaldırması ile ben de çalan müziklerin ritmine kaptırmışım kendimi. .... Saatler ilerlerken Özge'nin yardımıyla kırmızı abiyeyi çıkarıp yeşil bindallımı giymiştim. Kuaförün gelip makyajımı tazelemesi ile odadan çıkmıştım. Odadan çıktığımda lacivert smokini ile bekleyen Doruk ' u görmüştüm. Kına kadınlar arasındaydı. Doruk kına yakıldıktan sonra gidecekti. Uzattığı eli titreyen ellerimle tutmuştum. -Çok... Çok güzel olmuşsun. -Sen de yakışıklı olmuşsun. Elimi yukarı çıkarıp Doruk' un koluna geçirmiştim. Yengem de getirdiği kırmızı duvağı başımın üstüne örtünce Doruk ile yan yana içeriye geçmiştik. Ortaya konulan sandalyelere oturmamızla kızlar etrafımızda çalan müzik ile dönüyorlardı. Ağlamam için en acıklı şarkıları çalıyorlardı ama ağlamayacaktın. İnat etmiştim ağlamayacaktım . Düğünden sonra bol bol ağlardım nasıl olsa. Müziğin bitmesiyle yengem yanıma gelerek gelin elini açmıyor diye sesini yükseltmiş. Saadet anne gelip iki avucama birer tam altın koymuştu. -Yenge koku rahatsız ediyor. Çok az bir şey sür, sonra hemen sileceğim. -Olur mu öyle şey. -Olur olur. Yengem iki avucuma biraz kına sürmüştü. Sürdüğü gibi kenardaki peçete ile silip kına eldivenlerini elime geçirmelerine izin verdim. Doruk' un serçe parmağına da kına yakılması ile annem yanımıza gelmişti. Sabahın erkek saatlerinden beri ağlıyordu ve şu an ağlamasına devam ediyordu. -Kuzum... -Ağlama anne. Ben hiçbir yere gitmiyorum. Seni bırakıp gider miyim hiç. -Hergün gel kızım. Dakikalar önce sanki beni ağlatmak istemiyorlarmış gibi Doruk ile beraber pistin ortasına çıkmamızı isteyerek dans etmemizi söylemişlerdi. -Aslı birkaç fotoğraf atmış. Kırmızı çok yakışmış. -Teşekkür ederim. -Beyaz elbiseni giydin mi? -Birazdan giyeceğim. -Beyaz elbiseni üstünde görüp öyle giderim öyleyse. -Tamam. Doruk danstan sonra bana ayrılan odaya giderken eğlenmeye devam etmistik. .... Saat ona gelirken after parti de giymek için aldığım elbiseyi giymek için gelin odasına geçtim. Doruk odadan çıkmış, yine Özge'nin yardımlarıyla beyaz elbisemi giymiştim. Hem düğün akşam saatlerinde olacağı için hem de düğünde kadın, erkek karışık olacağı için after partiyi kına gecesinde yapma kararı almıştım. Özge odadan çıkınca Doruk içeriye girmişti. Doruk' un odaya girmesiyle etrafımda dönerek elbisemi göstermiştim. -B. Begüm... -Nasıl olmuşum? -İyi ki şu eğlence işini bu gece yapma kararı vermişsin. Yoksa yarın kendi düğünüm olması umrumda olmaz kesin olay çıkarırdım. -Abartma sıradan bir elbise nihayetinde. -Sıradan mı? Bacakların dışarıda, önün zaten yok gibi. Sırtın da kumaş yok. -Ayy abartma. İçeride zaten erkek yok. Merak etme kimse görmez böyle. -Tartışmayalım. -İsabet olur. -Ben çocukların yanına gideceğim. Çıkışta sizi almaya geleceğim. Yanağımdan öpüp merdivenlere yönelince elinden tutmuştum. -Bir şey mi oldu güzelim? -Bana söylemek istediğin bir şey var mı? -Yok... Yok da niye sordun? -Hiç öylesine sordum. Neyse hadi git artık. Aliler ağaç oldular bekle bekle. Yanıma gelip anlımdan öpmüştü. -Ayrı geçirdiğimiz son gecemiz. Yarından sonra artık hep beraberiz. Yeni güne beraber başlayıp, beraber bitireceğiz. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD