AFİK

Afik 14. Bölüm

Selamun aleyküm 🍂🍂

Keyifli okumalar...🍭🍭

-Ayy abla sana adam akıllı trip bile atamıyorum. Yani insan sevgilisi olduğunu kardeşine niye söylemez ki. Anneme söylemeyeyim diyedir kesin.

-Özge sal beni kardeşim. Bak başım hâlâ ağrıyor. Gözlerimi zor açıyorum, bir de senin çeneni hiç çekemeyeceğim.

-Abla ya...

-Sus Özge sus. Trip atmıyorum derken bile trip atıyorsun. Ben daha olanları idrak edemezken senin gönlünü ödeyemem. Gözümü bir açıyorum ameliyat olup, hafızamı kaybetmişim. Koskoca altı yılımı hatırlamıyorum. Yıllardır doktor olma hayali ile yaşadım, gözümü açıyorum bana deniliyor mi tıp fakültesi beşinci sınıf öğrencisisin. Resmen mezun olmama bir yıl kala her şeyi unutmuşum. Sen de bütün bunları bilmene rağmen kalkmış sevgilimi söylemedim diye bana trip atıyorsun. Hayır yani benim bile haberim yok sevgilim olduğuna dair.

-Özür dilerim. Ben çok şaşkınım. Annem anlattığından beri çok şaşkınım.

-Ben de şaşkınım. O değilde o çocuğu bir daha görmedim. Nereye kayboldu?

-Bilmem ki. Müstakbel eniştemi tanımıyorum bile.

-Ne tuhaf, ben de tanımıyorum.

-Dur ben bi sosyal medyadan bakayım. Kullanıcı adı ne acaba? Miray ablaya sorayım.

-f*******: 'dan bulabilir misin ki?

-Ahahaaaaaa. İlâhi abla hiç güleceğim yoktu. f*******: mu kaldı. i********:'dan bakacağım.

-Dalga geçme benimle. Annem gelmeden bakalım. Hadi yanıma gel.

Özge yanıma gelip boşluğa oturunca elindeki telefonla birkaç yere girmişti.

-Şuraya bak telefonlar bile değişmiş. Birkaç yılı daha unutsam teknolojik cihazları da unutacakmışım resmen.

-Abartma abla senin telefonun bunun bir üst modeli.

Arama kısmına o çocuğun adını yazmıştı. Birkaç şey daha yazmıştı.

-Ohaaa , gerçekten ohaaaa. Bu düğüne gelen çocuk. Gözleri fıldır fıldırdı. Gözleri ile her tarafı tarafı resmen. Resmen senden haber alamadığı için gelmiş.

-Ne düğünü? Kimin düğünü?

-Sonra anlatırım.

Telefonu bana uzatmıştı. Bekletmeden telefonu alıp çocuğun profiline bakmıştım. Koskoca ekranda üç sayfa vardı.

-Al, bak senin ki.

Çocuk mocuk diyordum ama mübarek çok yakışıklıydı. Hele o kıvılcık saçları.

Töbve estağfirullah. Kendine gel Begüm. Altı yılını unuttun , babanın dediklerini unutmadın. Günah, haram. Çarpılacaksın yoksa.

-Abla bu çocuk bana defalarca mesaj atmış.

-Ne? Ne diye mesaj atmış?

-Sana ulaşamıyormuş. Seninle konuşması gerekiyormuş. Hatta iki gün önce de bizim evin adresini istemiş. Ameliyat telaşı derken sosyal medyaya girememiştim. Yeni gördüm attığı mesajları.

DORUK'DAN

-Sizi dinliyorum hocam.

-Begüm'ün ailesi ile konuştum. Begüm ile ilgilenebiilirsin. Ailesinin onayı var.

Duyduklarıma sevinsem de kendimi tutmayı başarmıştım.

-Tabi hocam. İlgilenirim.

-Yalnız Doruk hâl ve hareketlerine dikkat edeceksin. Gördüğüm ilk yanlışta hocana haber veririm.

Emre hoca dikkatli olmam gerektiğine dair kuralları sıraladıktan sonra oyalanmadan odadan çıkıp bütün gün gitmem gerektiği hâlde bir türlü gidemediğim odanın önüne gitmiştim.

Başta Miray olmak üzere diğer arkadaşları da buradaydı.

Ege geldiğini görüp oturduğu yerden kalkıp yumruk atmış, hemen ardından yakama yapışmıştı.

-Lan şerefsiz duyduklarım doğru mu ? Ne demek lan Begüm'ün sevgilisiyim?

Araya Kerim ve Onur' un girmesi ile ile Ege'yi uzaklaştırmışlardır.

-Sakin ol Ege. Hastanede olduğumuzu unutma!

-Nasıl sakin olayım lan. Begüm benden hiçbir haletini saklamazdı. Bununla arasında bir şey olsa kesin bana söylerdi. Bu lavuk uyduruyor.

Miray aralarına Ege'nin önünde durmuştu.

-Ege, Doruk gerçeği söylüyor. Begüm bana her şeyini anlattı. İlişkilerinden ilk günden beri haberim var. Begüm sizlerle paylaşacaktı ama hastalığı ortaya çıkınca sizlere söylemedi. Zaten sonrasını biliyorsunuz, günleri hastanede geçti.

-Madem biliyordun. Bu lavuk ne diye Begüm'ü yalnız bıraktı. Niye zor gününde Begüm'ün yanında değildi?

-Begüm istemedi. Bilip üzülsün istemedi. Begüm hastalığını bile sakladı. Hatta iletişimini kesti. Doruk defalarca Begüm' e ulaşmaya çalışsa da Begüm' e söz verdiğim için söyleyemedim. Doruk , Begüm' e ulaşmak için Kerim'i bile aradı....

-Bana niye söylemediniz lan? Kardeşim niye bana söylemedi?

-Ağhhh yeter be. Sana söylemedi bana söyledi. Ben de şimdi size söylüyorum. Şimdi tartışmayı kesin! Sözde hepimiz doktor adayıyız ama hastanede nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyoruz. Kerim siz Egelerle gidin. Begüm Zaten uyuyor, ben de Asuman teyzeye bakıp arkanızdan geleceğim. Bana bak sen de git elini yüzünü yıka. Dudağına baksın biri. Begüm seni böyle görmesin. Şimdi dağılın!!!

Üçlü gidince Miray bir şey söylemeden Begüm'ün kaldığı odaya girmişti.

1 GÜN SONRA

-Bana bak Begüm'ün yanında çok cıvıma. Hareketlerine dikkat et.

-Tamam.

-Ben içeriye girdikten sonra gelirsin.

BEGÜM'DEN

-Ne kadar değişmişsiniz? En son ergen hallerinizi hatırlıyorum. Vay bee...

-Sen biraz toparlan, videolarımızı açıp açıp izleriz.

-İzleriz de ben hâlâ Kerim'in evlendiğini inanmıyorum. Annem bir de ben ameliyat olmadan bir gün önce evlendiğini söyledi. Hafıza kaybı yaşamazdan çok evlendiğini şaşırdım. Eee Kerim efendi karın nerede? Karın beni ziyeret etmeye tenezzül etmedi mi? Gelse de biraz görümcecilik taslayayım.

Kerim veremeden kapı çalmış hemen ardından bir kız gelip Kerim 'in yanına oturmuştu.

-Ege bu kız kim? Boş yer varken niye Kerim'in yanına oturdu?

-Kerim' ın sevgilisi.

-NEŞE? YUHHH.

Yan tarafdaki komodinin üstünde duran su şişesini aldığım gibi ikisine atmıştım.

-Şerefsiz, pezeveng. Evde gül gibi karın varken sevgili mi yaptın? Allah seni bildiği gibi yapsın. Bir tek seni değil, bizi de bildiği gibi yapsın. Hadi bu şerefsizler sana uydu, ben ne demeye sustum?

Onlar kahkaha atıp gülerken sinirden kudurmak üzereydim.

-Kesin gülmeyi. Bu pislik karısını aldatıyor siz de göz mü yumuyorsunuz? Bir de gülüyorlar. Hadi bu şerefsiz, sen ne demeye evli adamla sevgili oldun. Başka erkek mi yoktu? Bula bula evli adam mı buldun kendine. Allah topunuzun belasını versin. Biriniz bana şu şerefsiz Kerim' ın karısının numarasını versin. Boşasın şunu. Anneme söyleyeyim avukat bulsun kızcağıza . Donuna kadar alsın bu şerefsizin.

Dördü birden karşımda gülmeye devam ederken sevgilim olduğunu söyleyen kıvılcık doktor gelmişti.

-Bana bak bu haysiyetsiz şerefsiz karısını aldatıyormuş. Bu gerizekalının eşinin numarası sen de vardır. Bizim sınıfdanmış kız.

-Kim kimi aldatıyor?

-Salak misin? Burada bu gerizekalı Kerim dışında kim evli? Gül gibi karısını gitmiş bu çırpı ile aldatıyor. Bana o kızın numarasını ver. Arayıp söyleyeceğim. Boşasın bunu. Salak gibi bu zamana kadar susmuşum ama artık susmayacağım. Kesin senin de haberin vardı bunun yediği haltlardan. Erkek milleti değil misiniz hepiniz aynısınız. Topunuzun köküne kibrit suyu... Sen de boş boş bakmayı kes de ver şu telefonu.

Fazla okumaktan hepsinin beyni yanmıştık. Bu salak da onlar gibi gülmeye başlamıştı.

-Doruk ver kardeşim Kerim'in eşinin numarasını. Begüm konuşup söylesin her şeyi.

Onur pişkince gülüp Kerimlerin üstüne attığım su şişesini açıp su içmişti.

-Pişkin.

Kıvırcık olduğunun cebinden çıkardığı telefonda rehbere girip o kızın numarasını bulup aramıştı.

Telefonu elinden çekip kulağıma koymuştum. Birkaç saniye içinde oda da telefon sesi yankılanmıştı.

Kerim'in yanındaki kız cebinden çıkardığı telefonu açıp kulağına koymuştu.

-Efendim görümceciğim? Efendim arkadaşlar bir tanesi. Ay ben seni yerim. Gördünüz mü beni hatırlamadı ama hâlâ beni savunuyor. Hâlâ önceliği benim.

Yanıma gelip yanaklarını mıncırıp öpmüştü.

-Beni kandırdınız.

Elimdeki telefonu kıvırcığın olmasını umursamadan Kerim ' e fırlatmıştım. Kerim pisliği telefonu hava da tutmuştu.

-Benimle dalga geçtiniz. Def olun gidin.

......

Saatler sonra herkes evlerine dağılıp giderken annem telefon görüşmesi yapacağını söyleyip odadan çıkınca koca oda da yalnız kalmıştım.

Başımdaki ağrı devam ettiği için yan döndüm. Yatakdan çıkmaya çalışacaktım. Üstümdeki örtüyü kaldırmaya calisirken o kıvırcığın sesini duymuştum.

-B. Begüm ne yapıyorsun? Kalma yerinden.

Bir yandan konuşup bir tandan da yatağa geri yatmamı sağlamıştı.

-Başım çok ağrıyor.

Gözümden akan yaşları parmağı ile silip bir yandan bir şeyler söyleyip kolumdaki serumu değiştirmişti.

Serum etkisini göstermeye başlarken vücudum yavaş yavaş mayışmaya başlamıştı.

Yanıbaşımda oturmuş elimi avucunun içine alıp okşuyordu.

-Seni gördüğüm de niye böyle sakinleşiyorum. Seni unutmuş olsam da seni görünce için huzurla doluyor. Sanki yıllardır seni tanıyor gibiyim. Bugün onlara katılıp beni sinir etsen de seni görünce çok mutlu oldum. Hiç gitme olur mu. Hep yanımda kal, elimi bırakma...

🥀🥀🥀