Afik 4. Bölüm

1183 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Gözüme tutulan ışık ile gözlerimi kapatmaya çalışmıştım ama becerememiştim. -Begüm lütfen kendini kasma. Şimdi seni muayene edeceğim. Nazlı hocanın sesi ile dediği gibi kendimi kasmamaya çalıştım. Dakikalar sonra muayenenin bittiğini söyleyince yerimde doğrulmaya çalıştım ama koluma takılan serum ile oflayarak başımı geri yastığa koydum. -Ne oldu bana? Niye burada yatıyorum? -Arkadaşların giyinme odasında seni baygın halde bulmuşlar. İlk müdahalen yapıldı. Yapılan test sonuçlarını bekliyoruz, birazdan çıkarlar. O zaman daha detaylı konuşuruz. -Anladım hocam. -Begüm burnuna darbe falan aldın mı yakın zamanda? -Yok, hayır. -Peki burnun ara sıra kanar mı? -Yok. İlk defa böyle bir şey oldu. -Anladım. Sonuçlar çıkana kadar dinlen. Sonuçlar çıktıktan sonra evine geçebilirsin. -Ama stajım. -Hocan ile görüşürüm. Sıla hoca ile konuşsa annemin muhakkak haberi olurdu. -Hocama söylemeyin. Sıla hanım annemin arkadaşı. Bugün yaşananları anneme söyler. Annemin boşuna telaş yapıp üzülmesini istemiyorum. Hem kendimi daha iyi hissediyorum. Serum bitince görevimin başına dönebilirim. -Tamam Begüm sen bilirsin.... -Bugün yaşananlar aramızda kalabilir mi? -Aramızda... Sen dinlen, sonuçlar çıkınca gelirim. -Sağolun hocam. Başını sallayıp odadan çıkınca koluma dikkat ederek yatak da doğruldum. Serum şimdiden iyi gelmeye başlamıştı. Kendimi daha iyi hissediyordum. Dakikalar birbirini kovalarken serumum da bitmişti. Hemşire çağırmak yerine tek elle kolumdaki serum iğnesini çıkarmıştım. Kolumda herhangi bir ağrı olmadığından yataktan çıkarak yönümü odadaki banyoya çevirdim. Daha gelen, giden yoktu. Bütün gün hastanede olacağımdan saçlarımın kanlı kalmasını istemiyordum. Banyoya geçip saçlarımı yıkayarak dolapda bulduğum havluya sarıp odaya geçip yatağa oturdum. Nazlı hanım gelene kadar saçlarımın suyunu alırdım. Saçlarımın nemlendiğini anlayınca havluyu kenara atıp bileğimdeki yedek lastiğim ile gelişigüzel topladım. Neredeyse yarım saat oda da boş boş dolandıktan sonra Nazlı hoca gelmiş, test sonuçlarımın temiz çıktığını söylemişti. .... Saatler birbirini kovalamış bugünlük hastanedeki işim bitmişti. Yorgun, argın eve gittiğimde saat epeyce geç olduğundan bir şeyler atıştırıp odama çıkarak duş almıştım. Sabah erken kalkacağım için oyalanmadan yatağa girip gözlerimi kapattım. 2 HAFTA SONRA Yeni güne yine burnumun kanaması ile uyanmıştım. İki hafta olmuştu, neredeyse hergün burnum azıcık kanıyor ve hemen ardından duruyordu. Bundan iki hafta önce ilk burun kanamamda bayılmıştım, sonraki burun kanamalarımda bayılma olmamıştı. Başta önemsememiştim ama günlerdir devam etmesi ile artık dayanamayıp randevu almıştım. Yarın doktora gidecektim. Bakalım burun kanamalarımın altından ne çıkacaktı. -Begüm hadi kızım. -Geldim annem. Yüzümdeki soğukluğu gidermek için hafif makyaj yaparak kan damlalı olan yastık kılıfını çıkarıp odamdaki kirli çamaşır sepetine top haline getirip attım. İyice buruşturup attığımdan Havva teyze makinaya atarken görmüyordu. Görse anında anneme yetiştirirdi. Banyodan çıkıp yeni yastık kılıfını yastığa geçirerek hemen odadan çıkıp alt kata indim. Bugün boş günümdü. Önce bizimkilerle güzelce kahvaltı yaparak sonra Özge 'yi de alarak Miray'ın yanına gidecektim. Miray son provalarını hallederken biz de Özge ile geçen hafta aldığımız abiyelerimizi deneyecektik. -Günaydın millet. -Günaydın. Dördünün de günaydın demesi ile masadaki yerimi alarak tabağımı doldurmaya başladım. -Begüm hazır sen de bugün evdesin. Akşam yemeğini dışarda yiyelim diyoruz. Sen ne dersin? -Olur, bana fark etmez. Özge ile Miray'ın yanına gidip geleceğiz. Sonrasında boşum. -Öyleyse akşam yemeğini dışarda yiyoruz. -Balık yemeye gidelim. Babamın bizi götürdüğü yere gidelim. Şu Şile 'deki yere gidelim. -Tamam. Saat altıda herkes hazır olsun. -Havva 'ya söyleyeyim de akşama yemek yapmasın boşuna. -Biz direkt restoranta geçelim. Şirketten çıkıp gelirsek geç kalırız. -Tamam oğlum. Kahvaltımızı edince babam ve ağabeyimin şirkete geçerken annem fakülteye gideceğini söyleyip evden ayrılmıştı. Özge de kıyafetlerini değiştirip gelince biz de evden çıkmıştık. .... Geldiğimiz modaevinde önce Miray gelinliğini giymişti. Miray'a gelinliğini giymesi için çalışan kızlardan biri yardım ederken Özge'nin gazına gelip elimize aldığımız gelinliklerle bizde kabinlerin yolunu tutmuştuk. Gelinliği giyip kabininden çıktığımda Özge ve Miray da eş zamanlı kabinlerden çıkmıştı. Miray ikimizi görünce çığlık atmıştı. -Ayyyyy... Çok güzel olmuşsunuz. Miray'ın gelinliği belli olmasına rağmen biz gelinlik giydik diye birkaç tane gelinlikte kendisi denemişti. Saatin iyice geç olduğunu fark edince daha fazla oyalanmadan kendi abiyelerimizi giyip son provalarını yaparak modaevine yakın olan cafeye gidip bir şeyler içerek evin yolunu tutmuştuk. .... Eve vardığımızda ikimizde üstümüze daha rahat bir şeyler giyerek alt kata indiğimizde annemde gelmişti. Annem odasına çıkıp üstünü değiştirip Geldiğinde üçümüzde evden çıkmıştık. Kırk dakikalık yolculuktan sonra geçtiğimiz günlerde geldiğimiz restorantın önüne gelmiştik Yolda annem, babamın sabah arayıp rezervasyon yaptığını söylemişti. Mekana geldiğimizde babamın adını verip bize ayrılan masaya geçmiştik. Kendi halimizde oturmuş sohbet ederken babam ve ağabeyimde gelmişti. Maaile masanın etrafında toplanınca siparişlerimizi vererek güzel geçecek olan geceye startı vermiştik. .... Güzel geçen gecenin ardından annem ile babam bir arabaya geçerken biz de ağabeyim ile eve dönmüştük. Annemle babam bizden önce eve gelmiş, birer de kahve içmeye karar vermişlerdi. -Hadi çocuklar siz de bize eşlik edin. Hem saat daha erken. Babamın teklifine kimse itiraz etmezken Özge kahveleri yapıp geleceğini söyleyince ağabeyimin yanındaki boşluğa oturdum. -Pişt, hayırdır neyin var? -Hiç. Sana öyle gelmiş. Hem nereden çıktı bu? -Rengin solmuş, yorgun görünüyorsun. -Restorantda biraz üşüdüm. Evde sıcak olunca bir an da oldu galiba. -Dikkat et. Kendi söküğünü dikemeyen terzi demesinler sonra sana. -Üff konuyu hemen de doktorluğuma çek. -Eee ben de bundan zevk alıyorum küçük hanım. Özge'nin kahvelerimizi getirmesi ile annemlere eşlik etmiştik. Kahvelerimizi içip boş fincanları tepsiye koyup ayaklanmıştım. Birkaç adım attığımda başımın dönmesi ile duvara tutunmaya çalışınca elimdeki fincan dolu tepsi düşmüştü. Duvara tutunup yere çöktüğümde bizimkilerin yanıma geldiğini anlamıştım. Her ağızdan bir ses çıksa da kuru uğultudan başka bir şey işitmiyordum. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken haftalardır olduğu gibi yine burnumun kanadığını hissetmiştim. ..... Yoğun serum kokusu ile gözlerimi açtığım da hastanede olduğumu anladım. Yüzümdeki oksijen maskesini çıkarıp derin bir nefes aldığımda bulunduğum kabindeki perde kenara çekilmişti. Doktor ve annem yanıma gelmişti. -Uyanmışsın kuzum. Nasıl hissediyorsun? Ağrın var mı? -İyiyim anne. Ne kadar dil döksem de annem bir türlü ikna olmamış ve doktor devreye girmişti. -Hanımefendi öncelikle sakin olun. Hastaneye geldiğinizde gerekli testler yapıldı. Birazdan sonuçlar çıkar. O zaman Her şeyi daha net konuşuruz. -Kusura bakmayın. Begüm'ü o hâlde görünce mantıklı düşünemedim. Aklımı kaybettim sandım. -Neyse... Sonuçlar çıkmadan önce Begüm hanıma birkaç soru sorayım... Begüm hanım anneniz bayıldığınızda burnunuzun kanadığını söylemişti. Çok sık olur mu? -İki hafta önce hastanede bayıldığımda burnum kanamıştı O sıra annemle göz göze gelince gözlerimi kaçırıp devam ettim. -Geçtiğimiz günlerden hastanede burnumun kanaması ile bayılmıştım. İki haftadır her gün az da olsa burnumun kanamasıyla uyandım. -Ne? Bunu neden yeni duyuyorum? -Anne lütfen... Bak bugün bayılmasaydım bile doktordan randevu almıştım. Yarın hastaneye gidip muayene olacaktım. -Hanımlar lütfen sakin olun. Annem ağlayarak başını salladığında yine gözlerimi kaçırdım. -Hanımefendi sizi dışarıya alalım. Birazdan sonuçlar çıkınca sizi bilgilendiririm. Annemin çıkması ile doktora şikayetlerimi anlamıştım. Mide bulantısı, baş dönmesi, titreme ve uyuşukluk gibi bir sürü şikayetim olduğunu söylemiştim. Şikayetlerimi sıralamam ile doktorum BT ve MR istediğini söyleyip asistanını çağırmıştı. Asistan doktorların yardımları ile önce BT sonra MR çekilip acil yerine bu sefer odaya alınmıştım. Doktor üç saat sonra sonuçların çıkacağını söyleyip gidince odada tek başıma kalmıştım. Yorgunluktan olsa gerek gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladığında odaya bizimkilerin girdiğini hissetsem de uykunun kollarına bıraktım kendimi. 3 SAAT SONRA Adımın söylenilmesi ile gözlerimi açtığım da görüş açıma doktorum ve bizimkiler girmişti. Yine oksijen maskesi takılıydı. Nefes almam için takılmıştı ama oksijen maskesi takıldığında sanki nefesim kesiliyordu. Maskeyi çıkarınca öksürmüştüm. Ardı ardına öksürdükten sonra Özge 'nin verdiği suyu içince rahatlamıştım. Doktor bana bir şeyler söylerken babamlara göre daha geride kalan anneme kaymıştı gözlerim. Doktorun elinden aldığı sonuçlara bakıyordu. Gördüklerinden sonra gözünden bir damla akmıştı. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD