YENİDEN BAŞLAMAK MÜMKÜN
Adım Ege.
Kıyısı Ege Denizi’ne vuran bir şehirde dünyaya geldiğim için Mortila teyze bu ismi tercih etmiş. Sığ suların, zarif gel-gitlerin ve olağanüstü balık çeşitliliğiyle buram buram Akdeniz kokusu saçan Ege Denizi’ne kıyısı olan Ege.
İnsan böyle bir ifadeyle karşılaştığında muazzam bir hikaye duyacağını sanıyor ama oysa tamamen altı boş bir meseleden ibaret. Aslında ben de aynı adım gibi basit biriyim; sıradan bir insan olarak yeryüzündeki basit öykümü sürdürebildiğim yere kadar sürdürüyordum.
Fark ettiyseniz geçmiş zaman ifadesi kullandım çünkü artık sürdürdüğüm bir yaşamım yok. Çünkü öldüm. Hem de adım ve yaşayışım kadar basit bir ölümle. Oysa ölmeden önceye kadar bir sonraki işimi nasıl halledeceğimin stresiyle bir yapılacaklar dizinini kafamda canlandırmış ve belki de üç gün sonra ne yemek yiyeceğimi dahi zihnimde belirlemiştim.
Bana göre her şey sistemli ve düzenli olmalıydı: yaşam, insanlar, ilişkiler, işler, konuşmalar, yemekler ve hatta rüyalar bile.
İşte bu düzen takıntım sebebiyle o denli dengeli bir yaşam sistemi oluşturmuştum ki, her şeyim tepeden tırnağa basitti. Düzdü. Ritimsiz ve renksizdi. Duyguları bile düz olan bir Ege’ydim.
Peki, şimdi neyim? Hala bir arı gibi sürekli iş peşinde koşmalı mıyım yoksa yeniden ritim tutturan bir hayatın keyfini mi çıkarmalıyım?
Yeniden dedim değil mi? İnanmayacaksınız ama hala yaşıyorum. Evet, öldüğümü söylemiştim ama inanılmaz bir şekilde yaşıyorum. Ölüme dair söyleyebileceklerinizi tahmin edebiliyorum ve hayır, düşündüğünüz gibi Azrail’le göz göze gelmedim. O zaman öldüğüme nasıl mı karar verdim, diye sorabilirsiniz? Veyahut ölümden ne anladığımı da sorgulayabilirsiniz.
Aslına bakarsanız size bir tavsiye vermek isterim. Cevap isterken çok acele etmeyin çünkü vakti zamanında birçok şey için acele etmiş biri olarak artık daha sakin ve durağan bir şekilde yaşamaya karar vermiş bir Ege’yle karşı karşıyasınız.
Öldü ama yaşamaya devam eden bir Ege. Ama tek bir farkla: Artık kendi bedeninde değil, bir başkasının bedeninde yaşayan Ege.
Kimin bedeni mi? Ölmeden önce araştırdığım kötü cadı Lorennia’nın.
Sanırım bazıları buna ikinci yaşam diyor, bazıları ise hapı yutmuş olmalı diyor. Sebebi ise, kötü cadı Lorennia’nın kötü olmasının bir sonucu olarak korkunç bir düşmana sahip olması. Lorennia’yı öldüren ve öldükten sonra cenaze işlemlerini yaparken keyif alan birisinin. Tam olarak Lucas Dean’den bahsediyorum. Kötü cadı Lorennia’nın yaşadığı akademinin gözde oğlanı ve krallığın varisi Lucas Dean.
Asıl sorun, Lorennia’nın da benim gibi ölmesi ama benim onun bedeninde yaşama tutunmamdı. Peki, şimdi ne olacak?