AYVAZ Bu aralar telefon sesiyle uyanmam moda olmuştu galiba. Gözlerimi zorlukla açıp arayan isme ve ardından saate bakıp telefonu cevapladım. “Sikicem belanı Yavuz!” Kimse küfrettiği için bana kızmamalıydı. Saat gecenin üçüydü anasını satayım. “Abi adamı alın demiştin ya. Aldık onun için aradım,” dedi ettiğim küfrü görmezden gelerek. “Hangara almadınız mı adamı Yavuz?” “Aldık abi, onun için aradım dedim ya!” La havle... “Yavuz madem aldınız, adamın oradan kaçacak hali de yok. Gündüzler torbaya mı girdi lan!” “Ne bileyim abi ya. Akşam çok sinirliydin. Ben de bir an önce görmek istersin,” diye düşündüm. “Kapat lan kapat. Sabah görüşürüz. Sen de git uyu artık. Beynin biraz kendine gelsin.” “Eyvallah abi!” Telefonu kapatıp masanın üstüne fırlattım ve yeniden başımı yastığa koydum.