BERKAN “Bir sen eksiktin,” diyen Bekir’in dağılmış yüzünü inceledim. Dönüp Ayvaz’a kısa bir bakış attım. Adamda dövülecek bir yer bırakmamıştı ki! “Canı sıkılıyordu, biraz spor yapalım dedik,” diyerek omuz silkti. Bekir Ayvaz’ın cevabıyla öfkeli ve kızgın gözlerini ona çevirdi. Bekir attan düşmüşten beter görünüyordu. Polis onu bu şekilde alırsa bizim adımızı vereceği kesindi. Ah be Asuman! Bu kadar acele etmenin ne gereği vardı. Bir nefes alsa, olanları bir sindirse olmuyor muydu? Öfkeyle kalkıp zararla oturur sözünü hiç mi duymamıştı? “Buradan çıkınca doğruca karını alıp havalimanına gidiyor ve İzmir’e dönüyorsun. Ha yapmadın diyelim Ayvaz çok sinirlenir. Onu dikemediğin için gerekeni yapar. Hadi o yapamadı diyelim. O zaman ne olur biliyor musun Bekir?” Soru dolu gözlerle bana baktı.