Pars’tan O gün kapıyı çarptığımda içimdeki öfkeyi kontrol edemiyordum. Mine’nin çalışma odasına kapanıp her şeyi benden saklaması… Beni dışlaması… O an içimde ne kadar kırgınlık, ne kadar çaresizlik varsa hepsi bir araya gelmişti. Elimde olmadan, kapıyı sertçe çarparak evden çıkmıştım. O kapının sesi, aslında içinde olduğum fırtınanın yansımasıydım. Arabaya bindim ve direksiyonu sıkıca kavradım. Motoru çalıştırdım, ama o an aklımdan geçenler direksiyonun altında eziliyormuş gibi hissediyordum. Gaz pedalına basarken içimdeki öfke de aynı hızla yükseliyordu. Trafik yoğun, yol uzundu, ama beynimde sürekli aynı düşünceler dönüp duruyordu. “Neden bana güvenmiyor? Neden her şeyi kendi başına halletmek zorunda hissediyor? Ben buradayım, ama o neden beni hep dışarıda bırakıyor?” Şirkete vardığı