Andrew, o kadar yorulmanın üzerine sağlam bir uyku çekmişti. Hala kendi teninden süzülüp genzine dolan vanilya kokusunu alabiliyor, tüm hücrelerinin rahatladığını hissediyordu. Bir okunun bu denli rahatlık vereceğini bilmiyordu. Dışarıdaki yağmurun taneleri odasının camına vururken yattığı yerden gerinip diğer tarafa döndü. Aslında sıcak bir tene temas etmek isteyen elleri soğuk çarşafla buluşunca kaşları çatıldı. Gözlerini hala açmamıştı ve el yordamı ile geceki kızıl saçlı kızın bedenini aradı. Ama yoktu. Başı ağrıyordu. Zorla açılan gözlerine hücum eden ışık daha da beyninin zonklamasına neden oldu. Yan tarafına baktığında koca bir boşlukla karşılaşmak, anında oturur pozisyona gelmesine ve etrafta gözleri gezdirmesine neden oldu. Kızıl saçlı beyaz tenli kadından iz yoktu. Üzerindeki ç