Sabah telefonumun ısrarlara çalması ile gözlerimi zorla araladım. Dün işe gitmemiştim. Annem ve babam da çalışmamışlardı. Kendimi öğlene doğru ancak toparlayabilmiştim ve sonrasında annemin dizlerinde uyuya kalmıştım. Şimdi ise saat sabahın kaçıydı bilmiyordum ama telefonum ısrarla çalıyordu. Zorla telefona uzanıp ekrandaki yazıyı okumaya çalıştım. Heros yazıyordu. Bekletmeden telefonu açtım ve toparlanarak doğruldum. -Poyraz, ne oldu? Saat kaç? Bu saatte aramazdın sen dedim. Sesim uyku mahmurluğu yüzünden kısık çıkmıştı. Poyraz’ın ise bana tezat enerjik bir sesi vardı. -Öncelikle endişelenecek bir durum yok. Saat henüz 6.30 ve ben sizin evin önündeyim dedi. Duyduklarımdan sonra sanki görebilecekmişim gibi camdan Poyraz’a bakmaya çalıştım. Şaşkınlıkla: -Bu saatte burada ne arıyorsun?