Ne hissedeceğimi bilemezken Metin’in sesi duyuldu. ‘’Mumlara üfle yoksa içinde erimiş mum olan pasta yemek zorunda kalacağız.’’ Mumlara üflediğimde arkamdaki hariç hepsi alkışlıyordu. Kollar geri çekildiğinde karşıma geçti ve Asiye’nin yanına oturdu. ‘’Kankacığım bizim biraz işlerimiz var onları halledip geleceğiz.’’ diyen Tuğba ayağa kalktığında diğerleri de onunla kalktı. ‘’Ne? Nereye?’’ dedim paniklemiş halde. Şule pastanın kremasından parmağıyla ağzına aldı. ‘’Sevdiğin pastaneden kanka doya doya ye ama bana da sakla, öptüm seni.’’ ‘’Beni burada bırakıp nereye gidiyorsunuz?’’ dediğimde el sallayıp uzaklaştılar. Arkalarından öfkeyle bakarken Tanju karşımda sessizce bekliyordu. Kendimde kalkıp gidemiyordum ne yapacaktım şimdi? Arabaya binip gittiklerinde başım öne eğik kalmıştım.