O sabah yerinde duramayan Lalin geceyi de zor geçirmişti. Dün gece olanlara bir türlü akıl erdiremiyordu. Nasıl yapardı böyle bir şeyi?
Öfkeden deliye dönmüş, onca tehditler savurmuştu evet, ama gerçekleştireceğini düşünmüyordu. Lalin sanmıştı ki tehditleri yalnızca laftan ibaretti. Ama görünen o ki, laflarını pekala icraata geçirecekti.
Kapısının açılmasıyla dönüp gelen kişiye baktı.
"Napıyorsun?" diye yanına gelip oturdu Dicle. Bu aralar keyfi fazlasıyla yerindeydi.
"Hiç." diye omuz silkerek yeniden pencereden dışarıyı süzmeye başladı Lalin.
"Ay sen böylesin, Hazar dayak yemiş gelmiş, Halis sinir küpü, noluyor size ya? Ne saklıyorsunuz benden?" diye sitem etti Dicle. Kaşlarını devirmiş eteğiyle oynuyordu.
"Yok bir şey." diye usuldan söylenen Lalin'in sesi fısıltıdan farksız çıkmışt
