PROLOG

716 Words
O kadar korkuyordum ki elinden kaçmaya çalıştım kapıya doğru koşarak, ama bir anda kolumdan tutarak beni kendi bedenine hapsetti. "Bana karşı oynamaya çalıştığın oyunu yok sayacağımı mı sanıyorsun? Bu yaptığın şeyin bedelini sana ödeteceğim, hem de canınla ödeyeceksin! "Aklınca beni karımla bir olup kandırmak istediniz, ama bu oyunu bozacağım! "İkinize de hak ettiği cezayı vereceğim! Onu ailesine teslim edeceğim, seni de hemen burada öldüreceğim," derken gözleri irileşmişti. Her söylediği kelimede daha da arttırıyordu baskısını, ondan kurtulmaya çalıştıkça daha çok sıkıyordu kollarımı. Bu halini görmek çok korkutucuydu, geri çekilmeye çalışsam da başaramadım. "Bunu yapmaya mecbur bırakıldım diyorum, neden beni anlamak istemiyorsun? "O paraya ihtiyacım vardı, bu kız kardeşim için gerekliydi. "İlla birine hesap soracaksan bu karın olmalı, senin koynuna girmemi benden isteyen o oldu! "Çok zor durumdaydım ve karın da bu durumumu kullanmaya çalıştı! Eğer böyle bir teklifte bulunmasaydı ben böyle bir şeye asla bulaşmazdım. "Şimdi onu ailesine teslim edeceksin, ve hiçbir zarar görmeyecek. "Peki neden beni öldüreceksin buna rağmen, bunu tek başıma yapmadım ben!" Beni öldürmekle tehdit ederken sessiz kalamazdım, onu konuşarak ikna etmeye çalışsam da korkudan ne dediğimi bile bilmiyordum. Bunların hiçbirini hak etmiyordum, ona oyun oynamış olabilirdim, ama mecbur bırakılmıştım. Bu oyunu oynamak isteyen kişi Lale idi, ama şimdi Aytaç sadece benim ölümümden bahsediyordu! "O benim yıllardır eşim, öldürme işini de babası yapsın, babası öldürmezse eğer o zaman ben devreye girerim zaten! Ama sen... "Seni öldürme işini ben kendime bırakıyorum, canını bugün alacağım! Hak ettiğin şey bu çünkü, bana ihanet ederek ölümünü kendi ellerinle yazdım!" Hâlâ can almaktan bahsediyordu, bu ihtimalden kurtulmak için tek bir yol vardı, bunu söyleyip söylememekte kararsız kalsam da yaşamak için söylemem gerekiyordu. "Peki karınla neden böyle bir anlaşma yaptığımızı da öğrenebildin mi, neden senin koynuna girdiğimi?" Bu soruyu sorduğumda kollarımı saran eli gevşemişti, çatık kaşlarını düzeltmeden sordu. "Neden böyle bir oyuna girmek istedi, amacınız neydi?" Sonunda onu merak ettirecek bir noktadan vurmuştum, belki de gerçekten kurtulacaktım onun ellerinden. Büyük ihtimalle Lale ile yüzleştiği zaman bunu sormamıştı ona, ya da Lale belki de tüm suçu benim üzerime atmaya çalışmıştı. Ama belki gerçekleri benden öğrenirse o zaman beni serbest bırakırdı. "Yıllardır çocuğunuz olmuyormuş, benim senden hamile kalmamı istedi, ben hamile kaldıktan sonra benimle birlikte yurt dışına gidecekti. "Ardından doğum zamanımda bebeği benden alıp sana bizim çocuğumuz diye yutturacaktı! "Sizin veliahtınızı benim doğurmamı istedi, şimdi bu yüzden ben mi suçlu oluyorum?" Bu sözlerimle daha da öfkelenmişti, oysa ben yumuşayacağını düşünmüştüm. "Lan bir de utanmadan anlatıyor musun, siz nasıl insanlarsınız lan? Oynadığınız nasıl bir oyun, siz nasıl varlıklarsınız?" Bu sözler artık beni de öfkelendirmişti, madem beni gerçekten öldürecekti o zaman susmamın bir anlamı yok. "Beni koynuna alırken hiç öyle söylemiyordun, hiç utanmamıştın! Şimdi benden utanma duygusu mu bekliyorsun, sen çok mu masumsun bu hikayede? "Hiçbir şeyden haberin olmadığı halde karını aldatma yolunu seçtin, bu yüzden gelip bana ahkam kesme!" Öfke ile boğazıma sarılıp beni hızla iterek koltuğa attı, ellerini boğazımdan çekmiyordu. Ondan kurtulmaya çalışsam da benden güçlü olduğu için başaramadım, birkaç saniye sonra beni boğarak öldüreceğini anlayınca dilimden o sözler döküldü. "Beni öldüremezsin, çünkü senin çocuğunu karnımda taşıyorum, eğer beni öldürürsen evladının da katili olursun!" Bu sözlerimi duyduğunda önce afalladı, ardından boğazımı sıkan elleri gevşedi. "Seni öldürmemem için bana yalan söylüyorsun," dese de ihtimal olacağını anladığı için zarar vermedi. O boğazını ellerimden tamamen çektiğinde öksürük krizine girdim, biraz sakinleştikten sonra dolan gözlerimle ona döndüm. "Yalan söylemediğimi en az sen de benim kadar iyi biliyorsun! Karnımda senin çocuğunu taşıyorum, kısır karının yapamadığı şeyi ben yaptım! "Bu yüzden beni öldüremezsin, eğer öldürürsen benimle birlikte bebeğin de ölür! "Buna rağmen senin için sıkıntı değilse, o halde öldürebilirsin!" Bunu duyduktan sonra beni öldürmeyeceğini biliyordum, o yüzden rahatlamıştım. Bir anda kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı! "Bunun doğru olup olmadığını öğreneceğiz hastanede, eğer yalan söylüyorsan o zaman senin o boynunu keserim! "O zaman keşke boğularak ölseydim dersin, ama bu kez kanında boğulursun!" Bu konuda ondan korkmuyordum, çünkü gerçekten de hamileydim. Ve bunun doğru olduğunu birazdan kendisi de öğrenecekti! ❤️ Hastaneden çıktığımızda öğrendiği gerçeğin şokuyla ne yapacağını bilmiyordu. Dediğim gibi hamile olduğumu öğrenmişti, buna rağmen hâlâ neyi düşünüyordu ki? Arabaya bindiğimizde bana öfke dolu gözlerle baktı. "Madem gerçekten hamilesin, doğum olana kadar benim evimde esir kalacaksın! "Doğum bittikten sonra ölümden kurtuluşun olmayacak, seni öldürüp kurda kuşu yem edeceğim! "Sen hamile olduğunu öğrendiğimde seni rahat bırakacağını düşünüyordun, ama bu rahatlık senin için pek uzun sürmeyecek, doğum olduğu an sen öleceksin!"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD