(Canlar şive olayına girmiyorum siz öyleymiş gibi okuyun)
Büyük dağlar ve alabildiğine yeşillik. Denizin kokusu yeşilin ferahlatıcı havasına karışırken geçtikleri yolları açık camdan izleyen Umay büyülenmiş gibiydi. Elaları alabildiğinde çarşaf gibi uzanan denizin üzerinde gezinirken büyükçe bir soluk çekti. Huzur çok uzaklardan gelmiş yorgunca sol yanına kurulmuş gibiydi. Güneşli bir güne merhaba dedikleri için gözlerini kapatıp tenine değen ılıklığın tadını çıkarıyordu. Dudaklarında asılı kalan tebessüm dikiz aynasından ona bakan Balamir’in de kuru yüreğine su damlası oluyordu. Peşlerinden gelen Temur ise tıpkı abisinin yaptığı gibi dikiz aynasından kız kardeşi Asena ile sohbet eden Emine’ye bakıyordu.
Asena “Nenem laf sokmada bir dünya markasıdır. Sevmediğini ezelden ebede sevmez.
