Meltem eve döndüğünde gün neredeyse ağarmak üzereydi. Anne ve babası salonda bıraktığı yerde oturuyorlardı. Babasının yorgun, annesinin endişeli bakışlarının karşısında onlara açıklama yapması gerekiyordu. Dirseklerini dizlerine yaslayıp oturdu. Parmakları birbirine kenetlenmiş boğumlarını sıkarken kafasında söyleyeceklerini sıralamaya çalıştı. Bay kaygı uzun zamandan sonra yine tepesine oturmuştu. Cevaplarını bildiği tüm sorular karşısında duruyor ancak o cevap verme aşamasına gelindiğinde dut yemiş bülbül gibi kalıyordu. Elleri titremeye başladı, nefesi sıklaştı. Konuşmak için ağzını açıyor fakat ses çıkaramıyordu. Kendini rahatlatmak için ne biliyorsa yaptı ama başaramıyordu. Ne zaman başarabilmişti ki? "O iyi mi?" Babasının minicik sorusuna başıyla onay verdi. "Güvende mi?" Tekrar