Yok ben gerçekten cikdirmak üzereyim
Kafayı yemiş manyak sanki normal yollardan
Yada severek evleniyormusuz gibi birde
Dediği lafa bak edepsiz pislik kendimi
Kaptırmış söylenirken annemin ne oluyor kızım demesiyle kendime geldim
" Ne mi oluyor bu adam manyak anne abime
O kadar kızgınım ki beni yaşamaya mecbur ettiği adama bak "
" Güzel kızım seni kimse zorlanmadı bizlerin
Bütün itirazlarına rağmen istedin bizleri
Suçlama kırılma bize"
" Doğru dersin ana aptalım ben ne diye abim için kendimi yaktiysam aptalım işte aptal
Neyse anne ben biraz yanlız kalabilir miyim"
Annem anlayışla odadan çıktı ama benim öfkem hala çok daha tazeydi yarını düşünüyordum ne olacak diye anlasma yaptık onunla ama birlikteliğin olmaması için uğraş vericem direnebildigim kadar da direnicem
Onun tam anlamıyla eşi olmayi düşünmek bile beni sinir edeken gerceklesmesine asla izin verecek değilim bir yolunu bulmak zorundaydım ve o yolu bulucam ben sevdiğim adana ihanet edemem
Belki evlenerek etmiş gibi görünebilirim
Ama bedenen temiz olmak zorundaydım başka cagrem yok çünkü bedenimi kirletemem ona verdiğim sozlerin hepsini
Çiğnemek zorunda kaldım zaten
Düğün ve kına günü;
Bu gün gene ölmek istediğim bir sabaha açtım
Gözlerimi ama biliyorum ki olmeme bile
İzin vermez bu adam zar zor toparlanip kalktım yataktan soğuk bir duş aldım
ancak ayilabilirdim çünkü
Kuaförler geldi saçımı makyajımı yapıp
Hazarbey konağına gittiler çünkü kına ve düğün aynı gün olacağı için onların konağında
Olacak kına ve düğün
Aynadaki yansimama baktığımda tekrar
Yerle bir olmustum benim hayalim bu değildi
Ki ben hayalimi onunla kurmamistim ben
bu günü sevdiğim adam Ararad ile kurmuştum
İçimdeki kor ateş beni daha çok yakmaya
Kavurmaya başlamıştı keşke o ateş beni
kül etseydi de kullerim sevdigime ulassaydi
Gelen davul ve zılgıt sesleriyle düşüncelerinden soyutlanip gerçeğe dönmüştüm ne kadar acı değil mi hâlbuki evlenmek her kızın en çok istediği hayaldir
heyecanla bu günleri beklerler
Ben ise su lanet günün hiç olmamasini
isterdim hatta hiç dogmamayi dilerdim
Ama ailemden şikayetim olduğu için
değil böyle bir kadere mahkum olduğum için
Abim sürgün de olduğu için kusagimi babam bağlamak zorunda kalmıştı hoş sürgünde
olmasaydı da o kuşağı ona baglatmadim
Ki hayatımı mahvetmisti çünkü
" Güzel fedakar kızım hiç istemesem de bu
işe evet dediğin için mecbur katlaniyorum
ama şunu unutma her ne olmuş olursa
olsun bu kapı hep sana açık unutma baban
ailen dag gibi arkanda"
Gene bu aralar hep yaptığım şeyi yapıp ağlamaya başladım boğazım düğüm düğüm
du sesim çıkmıyodu sadece sarılıp ağladım
Babamin koluna girip merdivenler den indim
aman Allahım bu ne kalabalık sanki aşiretin hepsi burada gibiydi öyle bir zılgıt
Çekilmişti Mardin'de herkesin kulak zarlari yırtılmış olabilirdi
"Kızıma iyi bakasin Adar ağa eğer kızımın gözünden bir damla yaş akar canı yanarsa
bir dakika tutmam ne pahasına olursa olsun
Alırım elinden "
" Siz merak etmeyin Agir ağa kızınız eşim
konagimin ve benim gonlumun hanım
agasidir bundan böyle "
Babam beni Adara teslim ettikten sonra büyük bir konvoy eşliğinde hazarbey konağına
geldik yalan yok çok ozenmisler belli ama
Benim için bir anlam icermiyordu rızam
yok ama mecbur olduğum bir evlilik
olacaktı
Kapının eşiğine gelince Delal hanım iki testi
Getirdi bana birini kırınca bir sürü şeker
çıktı içinden diğerini kırınca da sayamadığım
Kadar altın içeri girdiğimiz gibi oturma odasına götürdüler çünkü önce imam nikahı
Kiyilacakti imam gelince bizi de karşısına oturttular ve imam sordu
"Mehir olarak ne istersin kızım "
" Hiç birsey istemem "
İmam olmaz kızım mehir tayin edilmeden nikahı kıyamam deyince inatla sustum
onun olan hicbirseyi istemiyordum çünkü
adar sinirle nefes alıp verirken
" Bir konak,çiftlik evi, şirketteki hisselerden
yüzde elli hisse,ağırlığınca altın,bir milyon da para "
Aniden dönüp baktım bu dedikleri de neydi
böyle ben böyle birşeyi ondan istiyormuydum
ki bana bunları verebiliyordu o sırada halası geldi
"Sen ne dersin oğul kafayı mı yedin oldu olacak talâk hakkını da ver ne bunlar"
" O kadarda değil hala o hakkı vermem işte"
Keşke hiçbirini vermeseydi de talâk hakkımı
verseydi kabul etmeyeceğini bildiğim için
teklif dahi etmemiştim
İmam nikahı kiydiktan sonra kına için avluya
İndik kinam yakilirken bu kadar çok ağlayan
tek gelin bendim sevinçten veya başka birşeyden değil yaşadığım cagresizlige ağlıyordum aslında
Kına takıldıktan sonra beni üst kata çıkarıp
uzerimdeki bindalliyi çıkarıp kefenim olan gelinligi giydirdiler makyajımı da duzelttikten
Sonra avluya indik memurda gelmisti istemeye istemeye oturdum masaya
"Siz Avzem karahan hiç kimsenin etkisi altında kalmadan Adar hazarbeyi eş olarak kabul ediyor musunuz"
Hayır desem herşey bitecekmiydi birakacakmiydi beni ve sevdiklerimi hayır birakmayacakti evet diyebildim sesimi duyurabilecek kadar
"Siz Adar Hazarbey Avzem karahani kimsenin
etkisi altında kalmadan eş olarak kabul ediyor musunuz "
" Ölüm ayırma dek evet"
Burada bile göz dağını vermişti bana tam imzayı atacağım sırada bir çift gozle dondum kaldım Ararad ağlayarak bana bakıyordu
istemsiz benim gözümden de bir yaş döküldü
Araradin elime dokunmasiyla Ararada bakışını
Ve arkasındaki adamları gördüm
İşte o an bu adamın ciddiyetini bir kere daha anladım ve tereddüt dahi etmeden imzayı attım o da imzayı atınca ayağa kalktık ve anlimdan öptü
Söküp atmak istedim öptüğü yeri ama bunu
bile yapmaya hakkım yoktu Araradi kardeşi awer surukleyerek çıkardı konaktan ardından
bakmam bile müsade etmedi direk takı töreni
alanına götürdü
Takılar takılıyor insanlar tebrik ediyrdu hiçbirini duymuyordum bile öyle büyük bir acı vardı ki
İçimde bir kez daha yok olmak geldi içimden
Adarin
"Eğer o suratını duzeltmezsen olacakları sen düşün "
Demesiyle kendimi toparladım ve zoraki gülümsemeye başladım tam iki saattir ayaktadim takılan altinlardan paralardan ayakta duramaz hale gelmiştim artık yigilacagim zamanda adar belimden destek verip tutmuştu takı sonuna kadar
Ve nihayet üç saatin sonunda takı bitmişti ve takılan takıları sandıklara koyup goturmuslerdi sadece Adarlarin taktiği altinlar kalmıştı üstümde ama o bile beni devirmeye yetecek fazlaliktaydi kilomdan beş kilo eksikti çünkü
Avluya indigimizde davul zurna çalmaya başlamıştı ve bizi oynamaya davet ediyorlardı istemediğimi söyleyince de
" Benim sabrımı siniyorsun bu akşam mademki
berdeli gizlediniz mutlu mesutmus gibi oynayacaksın bu akşam beni istemediğim şeyler yapmaya zorlama Avzem pişman olursun sonunda "
Bir kez daha sindirmisti beni dediğini yaptım
onun istediği gibi güle güle halayda yanında oynamıştım dışarıdan nasıl gorunuyorduk
bilmiyorum ama insanların bize hayran hayran
Bakışlarını görebiliyordum
"Çok yoruldum üzerimde agirligim kadar şeylerle oynuyorum bayilicam zorlama artık lütfen gidip oturmak istiyorum"
Tamam dedikten sonra gidip yerime oturdum
bu düğün benim düğünüm değildi cenazemdi
ve ben kendi cenazemde bile yaş tutamiyordum o hak da elinmisti elimden
Adar o kadar çok oynuyordu ve gülüyordu ki o guldukce bekar kizlarin ağzının suyu akiyordu
resmen bu kadar beğenilen insanken istese
berdele gerek kalmadan herşeyi halledebilecek kadar güçlü olan bir adamken
neden hem beni hem kendinj bu yola sokmuştu anlamiyordum
Gece yarısına doğru düğün sonuna yaklaşmıştı beni odaya delal hanım cikarmisti
" Güzel gelinim biliyorum isteyerek gönüllü
bir evlilik yapmadınız ama şartlar böyle olmasini gerektirdi Adarim göründüğü gibi
Kötü değildir kızım huyuna git git ki bu evlilik
her ikinize de ızdırap olmasın "
" Ogutleriniz için teşekkür ederim delal hanım"
" Delal hanım da neymiş kızım anne de bundan sonra bana "
Bu güzel insanlarin ne suçu vardiki onlarda benim gibi adarin önüne geçemezdi o yüzden
tamam daye dedim başımdan opup odadan çıktı kısa bir süre sonra da gulusme sesleriyle adar odaya itilmisti
Yüz gorumlulugumu takip duvagimi kaldırdı anlimdan öptü öyle sıkı sarıldı ki kemiklerimin sesi duyuldu sonrasında boynuma doğru inmeye başladı benim buna bir dur demem lazımdı