Kafamın içindeki Duhan’lara sesleniyorum. Sanki her biri farklı bir sesle yankılanıyor, beni rahatsız ediyorlar. Sizden bıktım! Sizin yüzünüzden yanımdaki gerçek varlığa adapte olamıyorum. Rahat bırakın beni, biraz olsun huzur verin! "Duhan, şimdi sen bana kilolu mu demek istiyorsun?" diye sordum, sesim sinirle tizleşirken. Ela gözleri bana dönmeden önce bir an duraksadı, sanki söylediklerimi tartıyormuş gibi. "Öyle bir şey demedim," dedi sakin bir tonla. "Demedin ama ima ettin," diye üsteledim, içimdeki rahatsızlık, sinirimin fitilini ateşliyordu. "Başak, regl mi oldun?" diye sordu, sesi bir parça şaşkınlıkla karışmıştı. "Evet," diye çıkıştım, gözlerimi devirerek. "Tamam," dedi, sanki her şeyin açıklaması buymuş gibi. Birbirimize karşı böyleydik işte, garip bir iletişim şeklimiz var