When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
“Pek keyifsiz görünüyorsun.” On dakikadır oturuyorduk ve acil konuşmamız lazım diyen Caner bir türlü konuşmuyordu. “Sen de neşeli…” dedi ve çayını yudumlamaya devam etti. Biraz daha bekledim, artık daha fazla tahammülüm kalmadığı sırada lütfedip konuşmaya başladı. “Anlamaya çalışıyorum ama neden böyle davrandığını bir türlü anlayamıyorum.” Kalkmaya niyetlendiğim sandalyeye yerleşip dikleştim. “Adam senin için neler yaptı, sen hala takmıyorsun. Böyle olacağını biliyordum. O aptala da yüz kere söyledim. Ama dinlemedi. Senin yüzünden geldiği hale bak. Sen, sen gitmiş eğlenirken o…” “Ne saçmalıyorsun? Ben ne yapmışım? O benim için ne yapmış? O kim, o? Kim olduğunu bile bilmiyorum!” “Daha ne yapsın?” “Doğru! Daha ne yapsın ki Ayaz! Babamı hapse tıktırdı. Annemi de… Benimle oynadı, yalan ü