When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Beş dakika sonra arka bahçedeydik. Ben esneme hareketleri yaparken Bülent sıkılmış bir şekilde esnemekle meşguldü. Onu pataklayabilirsem peşimi bırakma sözü vermişti. Az sonra fena pataklanacaktı. “Daha fazla ısınırsan hararet yapacaksın.” Isınmayı bırakıp ona üzerime gelmesi için bir hareket yapıp beklemeye başladım. Yavaşça üzerime gelip kolumu yakaladı. Ve sırıttı. Beni fazla küçümsemişti. Dudağındaki gülümseme silinmeden kendini sırt üstü yerde buldu. Bu kez ben sırıttım. “Ufaklık?” dediğim sırada bileğime bir tekme savurup beni yere düşürdü. Bu kez acıyla inleme sırası bendeydi. Oyalanmadan ayağa kalktım ve ciddileştim. Ayağa kalktığında başımla tekrar saldırmasını işaret ettim. Onuncu dakikada nefes nefese kalmıştım. Ter içindeydim ama dudağımda bir tebessüm vardı. “Yeniden!” ded