When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Kaç saattir bekletildiğimi bilmiyordum ama çok yorulmuştum. Sonunda beni alıp bir odaya götürdüler. İçeri beni kelepçeleyen adamla daha önce görmediğim biri girdi. Sonra sormaya başladılar. Sordukları tüm sorular cevapsızdı çünkü cidden hiçbir şey bilmiyordum. “Bilmiyorum deyip bu işten sıyrılamazsınız, bu suçların cezası büyük.” Omuz silktim. “Su alabilir miyim? Ayrıca avukatım gelmeden tek soru dahi cevaplamayacağım.” “Tabii, başka bir arzunuz var mı?” dedi biri. Soru sorarken bana epeyce yaklaşmış olduğundan rahatsızca geriye kaydım. Aramıza az da olsa mesafe girdiğinde “Taciz davası açmamı istemiyorsan geri çekil,” dedim. Sert sesime ve duruşuma bakıp kahkaha attı. “Bırak bu masum kız ayaklarını da konuş artık. Sabaha kadar seni mi bekleyeceğiz? Baban tüm suçlarını bülbül gibi şakı