Dudaklarımız birbirine karıştığın da susuz kalmış gibiydik. En sonun da artık nefessiz kaldığımız da dudaklarımız ayrıldı. Anlını anlıma yasladığın da ikimiz de nefes nefeseydik. Bahadır elini tişörtümün içine sokmuş bir şekil de belimi okşuyordu. Tenim de olan o sıcak eli aklımı başımdan alıyordu. Gözlerim kapanmış bir şekil de anlımı onun anlına sürüyordum. Bacaklarımın arasında olan alev ise beni iyice çıkmaza sokuyordu. Bahadır ara sıra küçük öpücükler dudaklarıma konduruyordu. " Bahadır. " dediğim de " Söyle yavrum. " diye cevap verdi. Ah ne demeliyim benim ile seviş mi? En iyisi " Kahvaltı... Kahvaltı yapmalıyız. " diye bilmiştim. Bahadır bu söylemim üzerine kahkaha atıp beni kucağından yan sandalyeye oturttu. Beni kucağından kaldırdığın da resmen çocuklar gibi ağlayarak bı