Sorusunun cevabını daha ben bile bilmiyorken ona cevap vermem ne kadar doğruydu ki? Sahi,iyi miydim ben? Koca bir boşluğu andırdığına emin olduğum gözlerim Tugay'ın duman grisi gözlerinde takılı kalırken yapabildiğim tek şey öylece oturmaktı. Ne söyleyeceğimi ya da ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Aynı zamanda nasıl tepki vermem gerektiği hakkında da bir fikrim yoktu. İçinde bulunduğum durumun karmaşıklığından hissetiklerimi düşünecek ve onları tartıp biçecek vaktim olmamıştı ki. Tek bildiğim hem bedenen hem de ruhen fazlasıyla yorgun olduğumdu. İçime ilmek ilmek işleyen derin bakışları omuzlarımdaki yükün üzerine tırmanıyor ve beni daha da kamburlaştırıyordu. Tugay'a bakmak zordu. Onun sarsılmaz ifadesini izlemek, gözlerindeki hissizliği seyretmek yıpratıyordu insanı. Hayatın acıma