Saniyeler dakikaları ve dakikalar saatleri kovalarken ben, olduğum konumu bir santim bile değiştirmemiştim. Artık zaman kavramını yitirmiştim ve aradan ne kadar süre geçtiğini hesaplayamayacak kadar bulanık bir zihne sahiptim. Öylece hareket etmeden yatarken bile bedenimdeki çürüklerin acısını hissedebiliyordum. Ama buna rağmen ruhsal olarak aldığım yaralar diğerlerine göre daha ağır basıyordu. Hayatımın hiçbir evresinde bu kadar yıprandığımı ve tükenmiş hissettiğimi hatırlamıyordum. Üstelik bu yaşadıklarım, ileride yaşayacaklarımın sadece bir ön izlemesiydi ve ben bunu çok net görebiliyordum. Sonunun nereye varacağını bilmediğim dipsiz bir kuyudan aşağı düşüyordum ve çok geç olmadan bu düşüşü durdurmalıydım. Daha yolun başındayken bile bu kadar hasar almam kesinlikle bana hiç yardımcı