When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Elimin altında hızlı hızlı atan kalp bana neyi gösteriyordu? O kadar hızlı atıyordu ki çok heyecanlanmıştım. Kafam onun göğsündeydi. Elim de kalbine yakın yerde kalakalmıştı. Onun vücudu kaskatı kesilmişti. Kafamı kaldırıp Fırat’ın gözlerinin içine baktım. Onun gözleri de benim gözlerimdeydi. Gözlerinde ilk defa duygu kırıntıları gördüm. Normalde tepkisiz kalıp duygularını belli etmeyen Fırat’ın gözleri bana farklı bakıyordu. Normalde gözlerimi kaçırırdım. O da kaçırmadı. “Korkmuyorsun, değil mi?” diye sordu, boğuk bir sesle. Kafamı iki yana salladım. “Sen yanımdayken hiçbir şeyden korkmam.” Bugün çok cesurdum. “Korkma, seni her şeyden korurum.” Gözlerimiz hiç ayrılmadı. Bundan sonra bana soğuk ve mesafeli olmasını istemiyordum. Bunun için de ona karşı yakın olmam gerekiyordu. “B