Berfu Kolumdaki acı katlanılmaz derecede olduğu için verilen ilaçların ve serumun etkisiyle uyuyakalmıştım. Şu an ağrım fazla yoktu sadece hafif bir sızı vardı. Fakat dayanılmaz bir baş ağrım vardı. Korku, adrenalin hepsi birbirine karışmıştı. Uyumadan önce çok üşüdüğümü hatırlıyordum. Şimdi ise terlemiştim. Üzerimden buram buram Fırat’ın kokusu geliyordu. En son ceketini üzerime örttüğünü hatırlıyordum. Kokusu bana huzur verirken gözlerimi yavaşa araladım. Tam yanımda bir sandalyede oturuyordu. Elinde de telefon vardı. Müşahede odasındaydık. Diğer hastalarla bizi ayıran tek şey perdeydi. Serumum da bitmek üzereydi. Kıpırdanınca Fırat da kafasını kaldırdı. Telefonunu ceketinin cebine koyup direkt ayaklandı. Gözlerimi ovuşturdum. “İyi misin? Ağrın var mı?” “Daha iyiyim. Ne kadar uy