Katy Massey’in bu hikâyesini bir feminist manifesto olarak okusaydık bu kadar etkileyici bir kitap olur muydu, bilemiyorum.
Düşbaz Kitaplar tarafından Özlem Uygun çevirisiyle okuduğumuz Neresi Bizim Evimiz? kitabının ilk satırları itibariyle Katy Massey ile tanıştım. Bir anı kitabı ile karşı karşıya kaldığınızda yazarın kendisiyle arada hiçbir şey olmaksızın (önemli oranda kurguyu kast ediyorum) tanışmış oluruz. Katy Massey de bu otobiyografik-anı kitabı ile artık benim için böyle bir yazar ve kendi yaşamına dair anlattığı hikâyeyi anlatış biçimi aslında “bir roman okudum” hissiyatı da yarattı bende. Bu yüzden kitabın hem içtenliği hem anlatım biçimindeki yapı unsurlarının roman ögeleriyle bezeli olması Neresi Bizim Evimiz? için söylenecek, anlatılacak birçok alan yarattı bana. Üstelik şunu da söylemeden yazıma başlamak istemem: Gerçekten üzerine çok düşünülmesi gereken, hayatı zorluklarla dolu olmasına rağmen duygusal berraklığına ve mizah anlayışına hayran bırakan, çok güçlü bir hikâyesi var Katy Massey’in.
Neresi Bizim Evimiz? bir anne ile kızının hikâyesi. Zorlu, dokunaklı, aynı zamanda Katy Massey tarafından son derece berrak anlatılan bu hikâyenin diğer anne-kız hikâyelerinden temel olarak bir farkı yok aslında. Tüm kadınlara özgü olan hayata dört elle sarılma, tutunma çabası, çokça çalışma, anne-kız ilişkilerine özgü olan sıcak ilişkinin yoruculuğu gibi faktörler Katy’nin annesiyle olan ilişkisinde de var. Bu ikilinin diğer anne-kız arasındaki ilişkilerden farkı annenin bir genelev işletmecisi olması, ikinci fark annenin beyaz kızının siyahi olması, üçüncü fark Katy’nin annesinin bir genelev işletmecisi olduğunu ilk gençlik yıllarına adım atarken farkına varması ve tüm bunları gerçekten de çok iyi bir mizah anlayışı ile bizlere aktarıyor oluşu. Katy’nin annesiyle olan hikâyesini dramatize etmeyerek mizahın berraklığını seçmesi Neresi Bizim Evimiz?’i özel kılan en önemli faktör. Şunu da özellikle belirtmek isterim: Bir annenin genelev işletmecesi oluşunu veya anne kız arasındaki ten rengi farkını bir fark olarak okuyoruz genel normlar ölçüsünde, fakat bu aslında farkların zenginliği, bu farkların edebiyat vasıtasıyla dönüşerek sonuçta Katy’nin hikâyesini tüm dünya ile paylaşma sebebi.
Katy Massey’in otobiyografik-anı kitabı yukarıda saydığım sebeplerden dolayı iki güçlü kadının hikâyesi. Aynı zamanda zorlu bir ilişkinin de hikâyesi. Her bir faktörün güllük gülistanlık olması mümkün değil zira. Bu konuda Katy son derece içten ve adil, kimin hakkı ne ise günün sonunda hakkını ona (annesine ve kendisine) vererek yapıyor ikisi arasındaki ilişkide kendilerine düşen payları.
“Annemin hikâyesini, onun bana anlattığı gibi anlatıyorum size: dosdoğru, yorum ya da süsleme olmaksızın. Onu dinlerken ne söylediğine, daha doğrusu niye söylediğine anlam vermekte zorlanıyorum ama sonra anlıyorum: Benim rolüm yorumlamak, hikâyesinin benim için ne anlama geldiğini anlamaya çalışmak değil; sadece tanık olmak, kabul etmek. Yine de hikâyenin sahibi olan annem itiraz etse de kendimce bir anlam yüklemeden edemediğim yerler oluyor.”
Bir annenin seks işçiliğinden para kazanıyor olması, ten renklerindeki farklar, toplumun onlara dışarıdan nasıl baktığı ve algıladığı zalim hayaletler gibi sürekli etraflarında dört dönüyor. Bu durum aralarında ister istemez zıtlıklara, yer yer düşmanlıklara sebebiyet veriyor. 1935’den 2010’a Kanada’dan Leeds ve Jamaika’ya uzanan bir hikâye bu. Bu yolda mültecilik olarak tanıma açık olan bir göçmenlik, sosyal sınıflardaki uçurum, ahlaki yargılar, ırkçılık, utanç gibi atlatılarak baş edilmesi ve sonuçta ayakta kalınması gereken birçok badire var. Kadın ve kız çocuğu olmak ile birlikte var tüm bunlar.
Katy Massey’in bu hikâyesini bir feminist manifesto olarak okusaydık bu kadar etkileyici bir kitap olur muydu, bilemiyorum. Bildiğim şey Katy’nin zorluklarla var ettiği hayatını annesine ve annesinin genelevi Aristoteles’in Yeri’nden geçen çeşitli kadınlara borçlu olduğunu söylemesi. Yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen bunu görüyor olması ve paylaşımındaki içtenliği muazzam gerçekten. Feminist manifestolarda bulamayacağımız bir muazzamlık üstelik.
Neresi Bizim Evimiz? sorusunun cevapları ve bu cevapları bulmak için kat ettiği yol çok güzel. Katy Massey’in bu otobiyografik-anı kitabını okumanızı dilerim.