3.BÖLÜM

1810 Words
ASLI Yatağımda ki varlığı hayal değil gerçekti. Şoktan arıındıktan hemen sonra yan dönüp yataktan çıkmaya yeltendim ama benden hızlı davrandı. Yüz üstü yatakta onun altındaydım. Yatak ve Öncü'nün arasında ezilirken nefesi enseme çarpıyordu. İçim gıdıklanırken midemde kanat çırpan kelebekleri tek tek yakalayıp öldürmek istedim. Yaptıkları haksızlıktı... " Nereye kaçıyorsun." dedi. Kalp atışlarını sırtımda hissederken nefesleri kadınlığıma sinyaller yolluyordu. Başka şeyler düşünürsem kurtulabilirdim. Aklıma mukayyet olmalı hasarsız altından sıyrılmalıydım. " Kalk üzerimden hayvan sandığın kadar hafif değilsin." dedim. Belki beni ezdiğini düşünürse acırdı halime. Kıkırtısı kulaklarımı doldururken eli kalçamı kavrayıp sertçe sıktı. İnlememek için dişimi alt dudağıma geçirdim. Etkilendiğimi anlamasını gururuma yediremiyordum. " Kokunu ilk kez bu kadar yakından alıyorum. Güzel kokuyorsun. Ama en güzeli.." dedi ve kalçamda ki elini göğüslerime sürükledi. Panikle kendime yatağa daha çok bastırdım ki göğüslerime ulaşamasınç " En güzeli dolgun göğüslerin gibi. Dokunmama izin ver." dedi. Hoşt köpek... " Sadece şerefsiz değilsin. Aynı zamanda sapıksında " dedim. Eli anında dururken kaslarının gerildiğini hissettim. Hızlanan solukları sinirlendiğini net belli ediyordu. Bir süre üzerimde sessizce ve hareket etmeden bekledi. " Annemler seni yemeğe bekliyor." dedi ve üzerimden hızla kalkıp odadan çıktı. Kapıyı öyle sert çarpmıştı ki yerimde sıçradım. Sanırım fazla ileri gitmiştim. Sıkkınlıkla bir nefes alıp yataktan kalktım. Üzerimi değiştirip salona geçtim. Yemek masasında Öncü, kızlar, annem ve yengem vardı. Bende yerime geçtiğimde yemeğe başladık. Annem ve yengem nişanla alakalı konuşurken ben sessizce yemeğimi yiyordum. Hiç iştahım olmamasına rağmen kendimi zorluyordum. " Aslı evlenince çalışmayı düşünüyor musun ?" sorusunu duyunca başımı tabağımdan kaldırıp Deniz'e baktım. Kızın bir suçu olmadığını bilmeme rağmen ona karşı bakış açım değişmişti. Suçsuz da olsa evleneceğim adamın aşık olduğu kadındı ve onunla eynı evde yaşayacaktım. Bu yüzden onunla aramda her zaman mesafe olmasına dikkat etmem gerekliydi. " Tabi ki. Evde oturmak için okumadım." dedim. Bu lafım bir nevi Öncü'ye mesajdıda. İnşallah bana çalışma gibi bir saçmalıkla gelmezdi. Bu sefer onu satırla doğrardım. " Haklısın tabi. Düğünden hemen sonra mı işe başlayacaksın yoksa kısa bir ara verecek misin ?" kız benimle yakınlaşmak istiyordu sanırım. Sürekli sorular sorup benimle konuşmaya yer arıyordu ama ben onun kadar istekli değildim. Yine de sabırla ama düz bir sesle sorularını cevapladım. " Hemen başlarım büyük bir ihtimalle." dedim. Kısa kısa cevaplarımdan dolayı yüzü asılsa da pes etmedi. " Nişandan sonra gelsen bende yardımcı olurum. Hem düğünden sonra da yorulmamış olursun." gözlerine öfkeyle bakıp " Yardıma ihtiyacım varmış gibi mi görünüyorum ? Ya da senden yardım istedim mi ? " dedim. Ani çıkışımla herkes sessileşip bakışlarını bana çevirdi. Deniz anlam veremez bir halde bana bakıp susarken Öncü'nün elinde ki bardağı sertçe masaya çarpmasıyla sıçradım. Ona baktığımda beni öldürmek istiyor gibi görünüyordu. Elinde fırsatı olsa beni bir kaşık suda boğardı. Yengem ortamda ki gerginliğin son bulması adına " Aslı kızım yüzüğünü yarın Batur'la beraber alacakmışsınız. Eğer bir eksiğin kaldıysa onları da halledersiniz." dedi. Öncü'den gözlerimi ayırmadan " Olur yenge " dedim. Başımı tabağıma eğmeden önce Deniz'e göz ucayla baktığımda gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüğümde suçluluk duygusu ile kuşandım. Hadi ama benim ağlamak için daha değerli sebeplerim var be kadın. Zar zor iki lokma yedikten sonra masadan kalkıp tabağımı ve bardağımı alarak mutfağa geçtim. Elimdekileri tezgaha koyduktan sonra arkamı döndüm. Kapıda beni izleyen Öncü yanıma gelip kollarımı tutup sıkmaya başladı. Zaten ağrım vardı ve canım yanıyordu ama o bunu umursamıyordu. Vurulduğumu unutmuştu ya da aklında tutacak kadar bana değer vermiyordu. " Bir daha Deni'le bu üslupla konuşursan sana yapacaklarımı aklın hayalin almaz." demesiyle kalbimi avuçlarının arasında ezdi sanki. Hala ona aşık ve onun için beni kolayca harcayabileceğini başka türlü anlatamazdı heralde... **************************** ÖNCÜ KANDEMİR Gözlerinden geçen hayal kırıklığı beni bir an olsun yumuşatsa da sonradan toparladım kendimi. Eğer benim yüzümden Deniz'e karşı cephe alır, onun canını yakmak isterse müsade etmezdim. Edemezdim... Aslı Deniz'e karşı tavırlarına dikkat etmesi gerektiğiyle alakalı onu uyarmamdan beri benden daha da uzaklaşmıştı sanki. Artık hiç benimle göz göze gelmiyordu. Bu akşam isteme ve nişan yüzükleri takılacaktı. Ardından İstanbul'da düğünümüz olacaktı. Aslı amcamı ikna etmiş düğünü bir ay sonraya aldırmayı başarmıştı. Amcam bu durumdan memnun değildi biliyorum. Gerçi benimle evlenmesinden de menun değildi. Aslı bügün vazgeçtim dese güle oynaya kabul ederdi. Hatta kurban keserdi. Haksız sayılmazdı gerçi. Kızını sevmediğimi oda biliyordu ama kızı için susuyordu. Ne derse tamam diyordu. Bir kere Aslı'yı kaybetme korkusunu tatmıştı amcam. Şimdiyse kızına kıyamıyor her dediğini onaylıyordu. Benimle evliliği dahil. Bordo takım elbisemi giydim ve kravatımı bapladım. Saçlarım ve traşım da tamamdı. Saatimi taktığımda aşağı inmek için hazırdım. Annem kapıyı açıp içeri girince yönümü kapıya çevirdim. " İnsan bir kapı çalar anne." dedim sitem ederek. Hayır belki çıplağım... " Bırak şimdi boş lafları. Bana bak Öncü ben Aslı'nın halini hiç beğenmiyorum. Eğer kız seninle olmaktan vazgeçti de sen kızı zor.." cümlesini bitirmesine izin vermeden " Hayır anne yok öyle bir şey. Sadece son zamanlarda çok yorulmuş o kadar. Biraz da stres var işin içinde tabi merak etme sen." dedim katı bir sesle. Artık annem dahil kimsenin hayatıma müdahele etmesine tahammülüm kalmamıştı. " Bana hiç öyle gelmiyor oğlum. Bak abinlerin hali orta da. Bir gelinim daha heba olmasına izin vermem. Üstelik Aslı amcanın kızı. Amcana karşı olan vefa borcumuzu anlatmama gerek yok umarım. Eğer Aslı'yı baş tacın etmezsen.." " Aslı'yı da benden mi alırsın ?" diye sordum öfkeyle. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Asıl şaşırması gereken bendim aslında. Annem de olsa yaptığını doğru bulmuyordum. Eğer ben Deniz'e aşık olmasaydım da abime yaptığının yanlış olduğunu söyler uyarırdım. Ama sadece uyarırdım daha fazlasına karışmazdım. Annemse abimden karısını almış bir de ayrı eve çıkmıştı. Annemin yaptığı da yanlıştı. Eğer abime yaptığını bana yapabileceğini sanıyorsa yanılıyordu. " Sen abini mi savunuyorsun yoksa ?" dedi hayretle. Bir de her lafı kendilerince anlamaları yok mu deli çıkacağım. " Ben kimsenin yaptığı yanlışı savunmam. Bu konu hakkında bir kez konuşacağım bir daha da ağzımı açmayacağım anne. Ben abimin yaptığını haklı bulmuyorum. Erkektir yapar da demiyorum. Ama senin yaptığını da doğru bulmuyorum. Deniz haftalarca o evde yaşadı o kadınla gitmedi de, onu alıp evden çıkmak sana mı kalmıştı?" dedim. Bana böceğe bakar gibi bakması halis miydi ? " Sen ne dediğini farkında mısın ? Sence fırsatı olsa gitmez miydi ? O aile Deniz'in arkasında duracak bir aile olsaydı sence kabul eder miydi ?" aslında bunları konuşmanın pek bir anlamı da yoktu. Olan olmuştu ve geçmişi değiştirmek mümkün değildi. " Ben her şeyin farkındayım anne. Ama sen farkında mısın Deniz evde olmadığı her gün abim o kadına daha da yakınlaşıyor. Sen iyilik yaptığını sanıyorsun ama hayır kötülük yapıyorsun. Deniz resmi olarak boşayabilir mi, hayır. Ne sanıyorsun abim bir ömür ayrı yaşamanıza izin mi verecek." bıkkınlıkla bir nefes aldım ve kapıya yürüdüm. " Bir daha bunları konuşmak istemiyorum anne ama unutma ben abim değilim Aslı'da Deniz değil. Sakın ola ki abime yaptığını bana yapabilirsin sanma. Sakın benim evliliğime burnunu sokmaya kalkma. Hele ki Deniz'e verdiğin akılları Aslı'ya vermeye kalkışma." dedim ve kapıyı açıp odadan çıktım. Konuştuklarım annem için ağır mıydı bilmiyorum ama daha fazla birilerinin had bildirme eylemine konu olmak istemiyordum. Benim aklım bana yeterde artardı, kimsenin vereceği akla ihtiyacım yoktu. Ayrıca ilişkim beni ilgilendirirdi. Üçüncü dördüncü şahıslar bu annemde olsa karışmamalıydı. Annem bana her ne kadar kırılmış olsa da beni dinlemezdi aslında. İnsan annesini tanımaz mıydı? Aslı'yı sözde bana karşı korumak için elinden geleni ardına koymayacağını biliyordum. Ben uyarımı yapmıştım gerisi anneme kalmıştı. Herkes salonda toplanmış Aslı'yı bekliyorduk. En son beni delirttikten sonra aynı tavırlara devam etmişti. Demek ki Aslı hanımı ehlileştirmek gerekecekti. Yoksa bu evliliğin sonu hayır değildi. Aslı salondan içeri girdiğinde baştan aşağı onu süzdüm. Allah aşkına ne giymiş bu kız ? Bu kız canını neden sevmiyordu ? Üzerinde saks mavisi kalçasını zor örten kısalıkta derin bir göğüs dekoltesi olan sikimsonik bir elbise vardı. Acaba kumaşa parasımı yetmemişti. Her şeyi geçtim de neden arkası kalçasının başlangıcına kadar açıktı. Benim bildiğim kıyafet insan bedenini örtmek içindi. Bu şey tamamen kıçını başını açıkta bırakmak için tasarlanmıştı. Yerimden kalkıp üzerinde ki sikik kumaş parçasını yırtıp atmamak için zor tutuyordum kendimi. Abim ve Barlas iti tepkimi ölçmek için bana kenetlenmişlerdi. Artık yüzümde nasıl bir ifade varsa gülmemek için garip garip sesler çıkarıyorlardı. Olacak iş miydi şimdi bu dingillerin ağzına laf vermek. Ulan giy giy de sadece bana giy. Milletin içinde açmadığın yerin kalmadı şimdi ben seni kesmiyimde kimi keseyim Aslı. Ben gözlerimi üzerinden alamazken kapı çaldı. Aslı babasının yanında ki koltukta oturuyordu. " Aslı kapıya bakıver kızım" dedi annesi. " Bahar bakar " dedim aceleyle. Hayatta bu kıyafetle kapı falan açamazdı. Yoksa gözü değen her adamı öldürmek zorunda kaldım. Sonra abimle uğraş dur. Tepkime kıkırdayan hanımları görmezden geldim. Son gülen iyi gülerdi. Bahar bir süre sonra arkasında iki kadın bir adam ve benim yaşlarımda genç bir çocukla içeri girdi. Ben kim olduklarını anlamaya çalışırken çocuğun Aslı'ya bakışları ile ayağa dikildim. Abim kolumdan tutarken " Kusura bakmayın lütfen. Böyle ani oldu hiç de yakışık olmadı ama söz dinletemedim benim oğlana." dedi mahçubiyetle yaşlı adam ve devam etti. " Benim oğlan Aslı kızımıza vurulmuş. Nişanlanacağını duyunca en azından gidelim..." derken daha fazla dinlememe gerek yoktu zaten duymuyordum. Kan beynime ulaşmıyordu büyük bir ihtimalle çünkü etrafımda ki sesler kesildi bir an. Uğultudan ibaretti herşey. Sadece görüyordum. Çocuğun evleneceğim kadına bakışını, elinde ki çiçek buketini ve çikolata tepsisini... Ne ara abimin elinden kurtulup adama kafayı gömdüm bilmiyorum. Adamı altıma alıp sağlı sollu yumruklamaya başladım. Abim beni pezevengin üzerinden almak istedi ama ona da kafamın arkası ile vurdum. Geriye doğru savrulurken ben piçi yumruklamaya devam ettim. Ağzı burnu kan içinde kalırken Aslı'nın bağırması ile yumruğum hava da kalırken nefes nefese Aslı'ya baktım. Ağlamaktan akan makyajı yanaklarını kirletmiş, gözleri kırmızıya boyanmış halde beni durdurmaya çalışıyordu. Koluma yapışmış " Yeter artık öldüreceksin." dedi çatallaşmış sesiyle. Kolumda ki elleri titriyordu. Gözleri arada altımda ki piçe kayıyordu. Abimle amcam beni zar zor dingilin üstünden çekerken annesi ve babası başına çöktü. Bir anda nişan gecesi kıyamte gecesine dönmüştü. Şansımı sikeyim ben. Aslı çocuğun başında endişeyle dikilirken kolundan tutup sürüklememek için bahçeye çıktım. Abim bir zahmet içerideki pisliği temizlerdi. Cebimden sigaramı çıkarıp yaktıktan sonra diğer cebimden telefonu mu çıkardım. Aslı'yı aradım ve yanıma gelmesini söyledim. Biraz daha içeri de kalırsa evi ateşe verecektim. Ben sigara içerek volta atarken Aslı yanıma geldi. " Sen delirdin mi Öncü. Öldürüyordun çocuğu." dedi öfkeyle. Vay arkadaş şimdi ben suçlu çıkacaktım iyi mi. " Sen bana bir baksana ben godoşamı benziyorum Aslı hanım. Adam evleneceğim kadını yüzük takacağım akşam istemeye gelmiş." dedim. O an gerçeği fark ettim ve kaşlarımı havaya çekerek " Lam senin etrafındakiler evleneceğini bilmiyor mu ?" diye sordum. " Herkes biliyor " dedi endişeyle. Tabi fark ettiğim gerçekle öfkesi balon gibi sönmüştü. " Ha yani bana rağmen, beni bir bok yerine koymayıp, bile bile yavşak seni istemeye mi geldi amına koyım." dedim alayla gülerek. Aslı başını önüne eğip kollarını göğsünün altında bağladı. Bir süre cevapsız kaldıktan sonra " Onlar komşularımız Öncü. Babam halleder bu meseleyi. Lütfen daha fazla rezillik çıksın istemiyorum." dedi. Resmen başından atmaya çalışıyordu beni. Resmen beni olmayan sikine takmıyordu bu kız. Dibine kadar girdim. Çenesine asılıp başını kaldırdım. Gözlerimi gözlerine kenetleyip " Onu senin önünde öldüreceğim. Mezarını da sana kazdıracağım..." dedim. Yapacaktım. Dediğimi yapmazsam dünya alem beni yatırıp siksindi...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD