When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Ahraz Şanlı Üzerime yapışan bu gergin ürünlerin stresi, tüm bedenimi etkisi altına aldı. Görevli olduğum hastaneden çıktıktan sonra, eve gitmek hiç gelmedi içimden. Saat gece 12 civarıydı. O an ne yapacağımı bilemez halde takım elbisemle ayakta dikilmeye devam ettim. Kalçamı arabanın kaportasına koyduktan sonra sigaramı yaktım ve derin bir nefes çektim. Ben kısa zaman sonra evlenecektim. Normalde çalışmama gerek yoktu ancak buradaki doktor rahatsızlandı için kısa bir süre yerine bakacaktım. O yüzden desteğe gelmiştim. İtiraf etmek gerekirse yorucu bir gündü. Keyfini çıkara çıkara içmek istediğim sigara mı önüme düşen gölge ile dudaklarımdan uzaklaştırdım. Önce ince bir ses duydum. “Merhaba,” hemen ardındansa sesin sahibini. Kumral saçlı, kahverengi iri gözlü bir kızdı. Gözleri ay ışığ