Mihrimah Kaya Dün gece, bir ailenin evine ateş düşmüştü. Düştüğü yeri yakmakla kalmayıp tüm aşireti de yakmıştı o ateş. Beklenen o korku dolu dakikalarda, artık kimsenin gözünde yaş kalmamıştı ağlamaktan. Şimdi ne olacaktı? Dicle abla iyileşebilecek miydi? O an gözlerimin önünden asla gitmiyordu. Hatırladıkça bile bedenim yaprak gibi titriyordu. Eğer Dicle abla yetişemeseydi belki de ben onun konumumda olacaktım bilmiyorum. O an nasıl bir korkuyla atıldım kendime bile şaşırmıştım. İnsanlık için mi yoksa başka bir şey mi bilmiyorum. “Allah’ım ne olur kurtar kızımı! Yavrumu bana bağışla.” Diye ağlıyordu Zeliha anne. Gözlerimden yaşlar şıpır şıpır akarken yanına gidip destek bile olamıyordum. Öyle korkuyordum ki beni terslemelerinden, beni suçlamalarından. Herkes suçlasın ama Asım babayla,