A D A M
~●•●~
Klanın varisi Adam'a, hayran olan acemi kızın mücadelesidir bu.
~●•●~
Tanrı, insanı yaşattı. İnsana yaşam için varlık verdi. Varlık; kutsanmış olmalıydı ve tanrı; hiç bir ırkın göremeyeceği sekiz parmaklı elini salladı, çevirdi; gökyüzünden daha mavi ve başka renk barındırmayan gözlerini kırpıp var etti yaşamı.
Tanrı çıplaktı, saftı ve temizlik istedi. Bulutları ak, damardaki insan kanını al etti.
Tanrı yüceydi.
Kutsanmış zemine kutsal kitabı armağan ettikten sonra insanlara özellikler tanıdı. Beş bin rüzgar gücündeki nefesiyle hayatı var ederken, tanrı ölümü dokudu, bedenlerimize nakşetti. Nefes alıyordu artık insanlar; ölmek için.
Kutsal Mİ, Efnan, 0.1
~●•●~
Miona halkı, ana topraklarının doğusuna, hayvancılığın daha olağan olduğu bölgelere taşınmıştı. Her şey üçüncü dünya savaşının ardından, yaklaşık 450 sene sonraya aitti.
Yaşam durağandı. Kast sistemi belirgin, dinsel ögeler yalancıydı. Görünen üzere kirlenmiş bir inanç biçimi şekillenmişti.
Bu nedenle kendilerine Kutsal Mi adındaki, Miona'nın kısaltılmış isminden bir yazıt yazdılar. İçini hayalleri ve uygulamak istedikleri düşüncelerle donattılar. Doğru ve isteyen için hakikat, demeyi ise ihmal etmediler.
İnancın fikirleri gereği bir din adamı, dinin mihenk taşı olan bir adam vardı. O adama kalaz başı denildi. Bir nevi tanrının dünyadaki yansıması olacaktı.
Yalanlar.
Oysa doğruların hepsi yeterince doğru değildir. Bu yüzden alışkanlıkları kullanmayı seçtiler. Dini yaşama adapte edip, umut etmeyi keşfetmekten ileri gitmeyen bu insanlara itaat etme duygusunu yapıştırdılar.
Çünkü insanın itaat etmeye aç olduğunu görebiliyorlar.
Bununla da kalınmadı. Duraklamadılar. Eğer ki onları reddecekseniz, bunu da Kutsal Mi ritüellerinde anlattıkları üzere sotri kelimesine sığdırdılar. Sotri; lanetlenmiş, lanetli, lanetli olan anlamlarına geliyordu.
Pek mantıksal.
İnancı mecburi, düşünce biçimini yek kıldılar. Reddelişi yasak, reddetmeyi yanlış yaptılar.
Düşünmek ise düşünülmedi.
Fakat ihmal ettikleri bir şey vardı.
Her şey değişti.
Meğer onlar değişimi hesap edememişler. Belki de bizi, onları ve hepimizi bu yara kurtaracaktı.
Çünkü denilene göre, kehanet gerçekleşti.
Gözümü kapattığımda, tırnaklarımın ucundan akan kanla beraber gülümserken en çok buna inandım.
Dönüp baktığımda, kolayca diyebildiğim şeylerden birisiydi bu: ben normal olması gerekeni yapıyorum ama onlar normal olması gerekeni yapmadıkları için, onlar beni farklı sanıyorlar. Oysa farklı değildim. Normal dışı hiç değildim. Sadece onlar normal dışıydı ve bunu göremiyorlar.
~●•●~