9.

610 Words
Sonbahardı ve hava yavaş yavaş soğuyordu. Hele de akşamları, rüzgar insanın iliklerine işliyordu. Üzerime pandalı sweatshirt geçirip saçlarımı düzenledim. Hep kullandığım parfümü iki kere sıkıp aşağıya indim. Apartmanın kapısını açtığımda hiç kimse yoktu. Kenardan bir ses gelince oraya döndüm. Tam gidecekken telefonum çaldı. 'Eceğğğ' arıyor... "Zamanı değil, Ece" deyip meşgule attım ve anonimle olan konuşmalarıma girdim. @anonimlendin: Ağacın altındayım. Ben: O sesler senden mi geliyordu? @anonimlendin: Evet @anonimlendin: Bu arada pandalı sweatshirt yakışmış Ben: Teşekkür ederim Ben: Hazır mısın? @anonimlendin: Hayır @Ben: E o zaman ben geri gideyim @anonimlendin: Hayır dur! @anonimlendin: Heyecanlandım bir an... @anonimlendin: Gel, bekliyorum Ben: Tamam. @anonimlendin: Okay. (Görüldü) Ağacın altına gittiğimde kimsenin olmamasıyla "Dalga mı geçiyorsun" deyip kafama vurdum. Arkamı dönecekken gözlerimin bağlanmasıyla bir an korktum, ama bir el elime dokununca ne demek istediğini anlamıştım. Tam karşıma geçtiğini hissettiğimde kollarımı kocaman bedenine sarıp kafamı göğsüne yasladım. Kalp atışları hızlandığında gülmemi gizleyememiştim ve kıkırdamamı duymuştu. Birkaç saniye sonra o da kollarını belime sarıp saçlarımı koklamıştı. Ayrıldığımızda ben onun gitmesini beklerken elinin tersiyle yüzümü okşamıştı. Elleri dudaklarıma geldiğinde birkaç saniye durmuş sonra elimden çekip yürümeye başlamıştı. 2 adım sonra ağacın altına geldiğimizi hissetmiştim. Yere çöken bir şeyle kolumdan çekilmem bir olmuştu. Beni kucağına oturtmuş, gözlerimi açmıştı. Gözlerim normal gördüğü anda elime tutuşturduğu telefonda "Notlar" kısmına bir şeyler yazmıştı. 'Biraz kalabilir misin, konuşalım?' Okuduktan sonra arkamı dönmeden cevaplamıştım. "Neden konuşmuyorsun? Sesini duydum, değil mi?" Sonra telefonu ona uzatıp cevap yazmasını beklemiştim. 'Evet, duydun. Bu yüzden buradan yazacağım' "Tamam. Ee ne konuşacağız?" 'Az önceki anın mükemmelliğini' Kıkırdadım. Arkaya yasladığımda kaskatı kesilmişti. "Rahatla" dememle daha da panik olmuş, eli ayağına dolaşmıştı. Bu haline gülmeden dayanamıyordum. 'Amacın beni öldürmekse, doğru yoldasın' "Sadece kendi rahatımı düşünüyorum, canım" 'Yok, yok, kesin beni öldürmek istiyorsun. Canım ne, canını yediğim?' "Lafın gelişi ya o" 'Pff ben de gerçek sanmıştım' "Aga be" dememle gülmüştü. Gülüşünü duyduğum için heyecanlanmıştım. Hemen arkamdan telefona bir şeyler yazdığını hissettim. 'Kim olduğumu hala bilmiyorsun değil mi?' "Hadi ama, sadece gülüşle kim olduğunu anlayamam" 'Anlama zaten. Beni tanımanı istemiyorum şuan' "Seni tanımak istesem, şuan arkamı dönüp yüzüne bakabilirdim, ama yapmıyorum" 'Neden peki?' "Çünkü bakarsam, bir daha hiçbir şey şu anki gibi olmaz. Şu anki gibi rahat olamam" 'Anladım. Hava soğuk, üşürsün, eve geçmek istiyor musun?' "Bu evime gelmek için bir bahane mi yoksa?" dediğimde ikimiz de gülmüştük. İkinci kez gülüşünü duymuştum. Maske ve atkının altından sesi boğuk gelse de, duymuştum. Kulağımın dibindeydi sonuçta. 'Evine girdim zaten bir kere. Sadece sen uyuyordun' "Oha sapık!" deyip kalkmak için yeltenmiştim, fakat kolunu belimden geçirip telefonda hızlıca bir şeyler yazmaya başladı. 'Yok be, sadece **ını ve numaranı almıştım' "Yaşadığım evi bilip, bunları bilmiyor muydun?" deyip ona bakmaya çalıştığımda kolunu belimden çekti ve dönmemi engelledi. 'Evini takip ederek bulmuştum ama bunları bulmak zordu, ben de senden çaldım' "Hırhız" Yine güldü. Güzel gülüyordu. Ama bana yaptıklarını unutmamıştım. Belki de pişman olduğu için şuan buradaydı. Belli olmazdı. 'Artık evine git, ben de bu anın şokuyla öleyim rahatça' "Kim olduğunu söylemeden ölürsen, seni öldürürüm" Bu sefer kahkahasını gizleyememişti. Sadece birisi mutlu olsun deyip yaptığım her şeyden zararlı çıkmıştım ama hala devam ediyordum. Sadece o mutlu olsun diye gelmiştim. Ona alışırsam, kırılan ben olacaktım, biliyordum. 'Çok güzel kokuyorsun' "Sen de" Ağzımdan istemsizce çıkan bu söz beni de onu da utandırmıştı galiba, yaslandığım yerden doğrulup ayağa kalkmıştım. 'Oha! OHAAA OOOOHHHAAA' Yazdıklarına gülümseyip telefonunu tekrar ona verdim. "İyi geceler, anonim. Bana bağlanmamaya çalış." Eve çıkıp kendimi yatağa atmış ve uzun süre bağırmıştım. Kokusu çok güzeldi ve tanıdık geliyordu ama bu Yusuf'la Eren'in kokusu değildi. E ben Yusuf'la Eren hariç kimseye de sarılmamıştım? Bulamamanın verdiği sinirle yastığı yüzüme bastırıp tekrar bağırmıştım. Telefonumu elime alıp Eceyi geri arayacak iken üstten gelen bildirime takılmıştı gözüm. anonimlendin kişisinden bir mesaj: Bu geceden sonra senden kopmam çok zor...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD