Sıla Gençoğlu Zübeyde Hanım öyle bir noktaya değinmişti ki insanın şok olmaması mümkün değildi. Kalbimi bir el var gücüyle sıkıyor gibi hissediyordum. “Yanlış düşünüyorsunuz,” dedim güç bela itiraz ederek. “Henüz 2 haftadır tanıştığım birine, ne gibi bir duygu besleyebilirim ki? Ayrıca her şeyden önce Doruk önemli. Eğer böyle bir şey olsa bile Doruk bunu kabullenmeyeceği için, yeltenme durumumuz dahi olamaz.” Doruk'u bahane etsem de, asıl mesele Mustafa Kemal’di. Bana karşı hissettiği şey muhtemelen sadece tensel çekimden ibaretti. Belki de sahip olduktan sonra tamamen vazgeçecekti benden. O an bir düşünce aklıma kurcaladı. Acaba onunla bir kez birlikte olup her şeyi bir son mu verseydim? Bu fikri etraflıca düşünsem iyi olacaktı. “Hiç mi duymadın sen Yıldırım aşkını? Aşk dediğin