Mustafa Kemal Karalı Sonsuz bir döngünün içerisinde gibiydim. Neyin ne olduğunu anlayacak kadar ustası olmuştuk bazı şeylerin. Fakat Tayfun’un tam olarak ne peşinde olduğunu henüz çözememiştik. Sakladığı bir şeyler olduğuna eminim. Arkasındaki yavşak kim öğrenmek zorundaydım. Bu tehdit giderek büyümeye başlıyordu. Artık Sıla’yı daha da güçlendirmek gerekiyordu. Aradan geçen birkaç günün ardından sabahın erken saatlerinde, kapıya doğru yöneldim. İçeriden hafif bir soluklanma sesi geliyordu. Sıla’nın odasına girip sessizce yatağının başına yaklaştım. Derin bir uykudaydı, yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Bir an duraksadım, sonra usulca ona seslendim, “Sıla, uyanma vakti. Eğitim zamanı geldi.” Gözlerini yavaşça aralarken yüzündeki hafif şaşkınlık ifadesini gördüm. Kafasını kaldırıp bana