Zişan, bir süre yürüdü. Sonra karşısına çıkan çocuk parkına girip banka oturdu. Göz yaşları akıyor yaşadığı hayal kırıklığı neredeyse nefes almasına engel oluyordu. Göz bebeklerine kadar kırıklar ben buradayım diyordu. Boş duran salıncakları izledi. Hafiften esen rüzgarın uyguladığı kuvvet salıncağı sallarken orada kendi çocukluğunu hayal etti. Hiçbir zaman saçını okşamayan varlığından mutlu olmayan babasıyla küçücük bir anı. O bile yoktu. Yağız ile konuşacaklarına o kadar emindi ki. Hatta göğsüne sığmayan sevgi ile sarılabilirdi de. Kokusunu daha yakından almak, onun kolları arasında güven denen duyguyu hissetmek. Belki sohbet edip gülüşmek. Mavilerine dalmak ve aynı zaman da o mavilerde boğulmak. Şimdi olansa yapa yanlız bir park köşesinde oturup öylece ağlamaktı. Ne kadar zaman geçti