sana mahkum

Bir güne daha başlıyorduk bir gün daha doğdu yaşamak için yaşıyordum sadece , sizde bazen öyle düşünmüyor musunuz ben hep böyle düşünüyorum çünkü bu dünya benim sesimi duymaya tahammülü bile kalmamıştı belkide ... evet konuşamıyorum epey bir süredir , daha doğrusu o günden sonra, doktora gitmemiştik ki o gün den sonra doktora ses için değil vücudum için giderdim ama gidemezdim gidemiyordum ne konuşabilir anlatırdım derdimi ne de yazarak çünkü okuma yazma da bilmiyorum babam ne okula yollamıştı ne doktora. .. Şimdi sorarsanız annen nerede ya da kardeşin yok mu ? vardılar ama o gün dedim ya işte o gün ikisi de öldüler annemi de abimi de kaybettim. beni prensesleri yapan iki kişide gitmişti ve prenseslik o gün bitti çocukluk o gün bitti 9 yaşında her şeyim bitti ve zulüm başladı esirlik başladı mahkumluk... "Zümrüt kız daha kahvaltı hazırlamadın mı sen " Ve o ses gardiyanımın yani babamın sesi , babalığı hakketmiyordu ama babamdı ne diye bilirdim ki. kalkıp hemen hazırlanıp çıktım odamdan . Ve karşımda gardiyanım beni bekliyordu "Neredesin kız sen ben kalkıp seni mi bekliyi cem , ben den önce kalkıp hazırlayacaksın demedim mi " demesiyle kafamı salladım , başka ne yapabilirdim ki , yönümü mutfağa çevirip gidecektim ki kolumdan tuttu ve elini kaldırıp suratıma geçirdi yanağım acıyla sızlıyordu ama ağlayamazdım, yasaktı ne zaman ağlasam daha çok döverdi dudağım patlamış yanağım kızarmıştı ama diğer izlerin yanında hiç ti bu " bana bak dilsiz eğer bir daha dediklerini eksik yapar san beni bekletirsen sonuçları ağır olur anladın mı" dediğinde anlamıştım hem de çok iyi anlamıştım " anladın mı dedim " diye bağırdı hızlı ca kafamı salladım "İyi şimdi seni bekleyemem , ben burada yemiyorsam sende yemeyeceksin aç kalda bir daha aklım başına gelsin " başımla onayladım ilk defa aç kalmıyordum "Ben çıkıyorum burada bir süre olmayacağım akşam ablam gelip kontrol edecek seni ben yoksam o var ona göre davranacaksın " ve yine başımı salladım gidecekti ,bir gardiyan gidecek diğeri gelecekti ,ikisi de bir birinden farksızdı benim için. Solondaki koltuğa baktığımda çanta hazırlamıştı ,uzun süreli gidiyordu , belkide bu kötünün iyisi durumdu ,o tüm gün başım daydı ama halam günün ortasında gelir ,kontrol adı altında ezikler çile çektirir ve giderdi. Babam evden çıkalı 1 saat olmuştu, bende etrafı temizledim ve kemal amcanın kitapçısına gidecektim , okuyamıyordum ama hep ilgim vardı ,görünüşleri ilgimi çekerdi çok isterdim okumak ama babam kesin bir dille anlatmıştı izin vermeyeceğini . selenle buluşacaktım o bana öğretecekti okuma yazmayı , ve ilk dersi bu gün verecekti . hazırlandım üzerime mavi bir elbise giydim. elbisede papatyalar var çok severim kollarım açıkta kalıyordu izler gözükmesin diye beyaz hırkamı da giydim,şimdi daha iyiydi yüzüme mecburen fondöten sürdüm, evde bolca olan hatta olan tek makyaj malzemesi , onuda makyaj için güzellik için değil dışarı çıktığımda birileri yüzümdeki izleri görmesin diyeydi . evden çıkıp kitapçıya gittim .kitapçıya girdiğimde kemal amcaya kafamla selam verdim yanında bir adam vardı saçı kafe renginin bilmem hangi rengiydi uzun olduğu da belliydi çekici yakışıklı biriydi göz göze geldiğimizde ona da kafamla selam verip kapıdan içeri girdim selen ortalıkta yoktu, içeride oturmalık yerler masalar vardı küçük bir dükkandı çok kalabalık olmazdı . kemal amca ona bakındığımı anlayınca bana seslendi "kızım selene mi bakınıyorsun " dediğinde kafamla onayladım " o sıcak çikolata almaya gitti bur da kahve var içersiniz dedim ama senin asla içmeyeceğini hatta görmek bile istemeyeceğini söyledi" dediğinde durgunlaştım ve o görüntüler gözüme geliyordu hiç aklımdan çıkmayan görüntüler , kafamı anladım manasıyla onaylayıp masalardan birine geçip koltuğa oturdum üzerime bir çift göz hissetmiştim , o gözler kemal amcanın yanında olan adamın gözleriydi bana bakıyordu , takımı ve şık kıyafetiyle buraya garip geliyordu, bende ona bakınca göz göze geldik, insanlarla fazla göz teması yapa bilen biri değildim o yüzden gözlerimi kaçırdım, biraz süre sonra selen iki bardakla kapıdan girdi ayağı kalkıp onu karşıladım, beni gördüğüne oda şaşırdı çünkü ben evden çıkabilen biri değildim pek ,çıktığımdaysa gizli bahçeye giderdim , yani biz öyle söylüyorduk , bahçede söğüt ağaçları vardı salkımları söğütün salkımlarından içerisi pek gözükmezdi, içeride sadece bir kulube vardı sahibi ölmeden önce buraya selenle gelip yaşlı teyzeye bahçe işlerinde ev işlerinde yardım ederdik oda ölürken burayı bize emanet edip gitti tapu benim üzerimeydi nasıl yaptı bilmiyorum ama yapmıştı belgeleri bana okuyup imzalatmış ve yürürlüğe koymuştu ,tapu ondaydı ama babama söyleyemezdim yoksa orayı da satardı. selin benim üzerime olmasını istemiş ti ben itiraz etmeye çalış samda selin " benim buraya ihtiyacım yok ama senin var, geleceğine yatırım bu bahçe, o babandan kurtulacaksın bir gün " mecburen kabul etmiştim . peki ya gerçekten kurtula bilecek miydim. selen yanıma geldi elindekileri masaya koyup sarılacağı sırada ani olduğu için geri çekildim , insanların bana dokunmasından temas etmelerini sevmezdim heleki erkeklerin , babam dokununca vurmak için dokunurdu başımı okşamışlığı yoktur , aslına baktığınızda böyle bir babanız olacağına yetim olmayı yeğlerdiniz, etrafımda kimse yaklaşmazdı zaten o yüzden bu ürkmeler fazla olmaz dı . selin anlamışçasına geri çekilirken özür anlamına gelen işareti yaptım aramızda bir kaç hareket vardı ikimizin arasında bu gün de bana okuma yazma öğretecekti ve konuşmamız ilerleyecekti." anlıyorum canım seni canım kardeşim bu senin suçun değil ben ani hareket ettim " dediğinde bu sefer teşekkür anlamında ki hareketi yapmıştım , oda gülümseyip " hadi oturalım dersimiz başlasın dedi çok heycanlıyım... dersimizi bitirmiştik bir saatin sonunda artık gitmem lazımdı halam her an gelebilirdi ayağı kalktığımda selen anlamıştı ve oda kalktı " hadi beraber yürüyelim" deyip çantasını alıp yanıma geldi .başımı sallayıp kapıya adımladım oda benimle eve kadar birlikte yürüdük, daha sonra kapıdan girmeden önce el sallamayla vedalaşmış tık. ben eve girmiştim o da kendi evine gitmişti , mutfağa girip yemek hazırlamıştım kendimemi hayır halam geldiğinde yemek isterdi yemekten yer yinede tam beğenmez kusur bulurdu babam gibi belkide ben kötü yapıyordum gerçekten ,kendi yaptığım yemeklerden fazla yiyemezdim az yapardım günü birlik çünkü babam her gün başka yemek isterdi , onlarda ona yeterdi beğenmediği zaman işte asıl işkence başlardı . zil çaldığında yemekler hazırdı , hemen kapıyı açıp halamı içeri aldım. ve konuşmaya başladı " hemen yemek getir acıkmışım " deyip koltuğa yayıldı kafamla onaylayıp mutfağa gittim tepsiye tabakları hazırlayıp yemekleri servis ettim masaya götürüp hazırladım . halamın yanına gidip masayı gösterdim oda masaya geçip yemeye başladı ve yemeği beğenmemişti yine yüzünü somurttu " bu ne kız yemek mi bu , bu ne rezalet tuzu getir oradan" deyip bağırdı getirme den önce yemeği tatmıştım gayet güzeldi tuzu getirip ona uzatım tuzun kapağını açıp tuzu boşaltı yemeğe asla yenmezdi o şekilde . "madem sen bu şeyi benim karşıma yemek diye çıkardın o zaman sen bunu hakkettin bu tabağı sen bitireceksin su dahi içmeden " ne bu imkansız zehir olmuştu yemek yenmezdi o kadar tuzu boca etmişti , başıma gelecekleri bil semde başımı onaylamaz salladım , bunu yapınca kaşını çatıp ayağı kalktı " kız sen bana karşımı geliyorsun ye şu yemeği dedim" deyip saçıma yapışıp sandalyeye çekiştirdi, mecburen oturdum " ye şu yemeği " deyip bağırdı elim kaşığa gitmiyordu o yemeği yiyemezdim zehirdi o ,ben den hamle göremeyince eline kaşığı o aldı çenem den tutup zorla yedirdi ilk kaşığı , boğazım yanıyordu tadı çok çok kötüydü, midem çok çok bulanıyordu , ikinci kaşığı da uzatığında çırpınsam da yedirmişti onuda midem ağzım boğazım feci halde kötüydü , dayanamıyordum üçüncü kaşığı çorbaya daldıracaktı ama telefonu çaldı eniştemdi arayan telefonu açıp beni bıraktı koşarak lavaboya gittim ve içimdekileri boşalttım boğazım çok yanıyordu midem de . dış kapı açılıp kapandığında halamın gitiğini anladım lavabodan zorla çıkıp mutfağa gittim su içtim bolca ama hala yanma ve miğde bulantısı devam ediyordu kendimi koltuğa zorla attım kapı aniden şiddetli bir şekilde kırılınca şok geçirmiştim. hemen sıçrayıp ayağı kalktım ve kapıda bir kişi belirdi içeri girince ikimizde şaşkınlıkla bir birimize bakıyorduk