Yemek bittiğinde hazırlanmak için odama çıktım. Havanın sıcaklığı fazla boğucuydu. Kısa kot bir şort ve göbeğimi açıkta bırakan önden bağlamalı sıfır kol gömleğimi üzerime giydim. Güneş gözlüklerimi saçlarımın üzerine taç gibi geçirdim ve kırmızı rujumu bolca sürdüm. Ayağıma sandaletlerimi giyip parfümümü sıktığımda hazırdım.
Odadan çıkmak için kapıyı açtığımda Ada ile burun buruna geldik. Siyah saçlarını tepesinde sıkıca toplamıştı. Üzerinde tek parça ve benim giydiklerimden daha açık bir tulum vardı. Makyajı fazla renkliydi. Ayağındaki topuklularla yukarıdan bakıyordu. ‘’Gidelim mi?’’ dedi.
‘’Olur.’’ dedim ve birlikte alt kata indik.
Derin bahçede elinde sigarası bizi bekliyordu. Bakışları üzerime yöneldiğinde sigarasından derin bir nefes çekip üzerime gönderdi. ‘’Dışarı çıkmanıza her an karşı çıkabilirim.’’
‘’Sebep?’’ dedim.
‘’Çünkü seni sadece kendime saklamak istiyorum.’’ İstemsizce gülümsedim.
‘’Bir ömür evde tutamazsın.’’
Yanına gittiğimde kolları anında bedenime sarıldı. ‘’Bunu yapabilirim ki sen böyle güzel olmaya devam ettikçe bu düşünce aklımda daha fazla yer ediyor.’’
Boynuma doğru eğildi ve dudakları kulağıma sürtündü. ‘’Fazla seksi olmuşsun ve geri dönüşünü iple çekiyorum.’’
Söyledikleriyle gülümseyecek gibi oldum ama ciddiyetimi korudum. ‘’İyileşmeden aklından bile geçirme.’’
‘’Bunu gelince konuşalım.’’ dediğinde hafifçe kulağımı ısırdı ve bedenime gönderilen titreşimleri duyumsadım.
‘’Birbirinize kur yapmanız bittiyse gidelim mi?’’
‘’Ne de olsa görümce.’’ dedim gülerek ve bedenimdeki kollardan sıyrılıp geri çekildim.
Derin kardeşine baktı. ‘’Bir kez daha araya girecek olursan seni babama geri postalarım.’’
‘’Sen de sevgi gösterilerini yatak odasına sakla.’’ diye geri diklendi Ada. Artık konuşmalarına alışmıştım ve o eski utangaçlığım yoktu.
‘’Ben ikinizi birden babanıza gönderip rahat mı etsem?’’ dediğimde gülerek gidip arabaya oturdum.
Ada’da gelip yanıma oturduğunda Ali ve arabayı sürecek olan adam ön tarafa geçti. Derin doğrudan kendi arabasıyla otele gidecekti. Araba çalıştığında Derin ön tarafın kapısını açtı ve Ali’ye baktı. ‘’Ada’ya dikkat et. Seni atlatıp başlarını belaya sokmaya çalışmasın.’’
‘’Abartıyorsun ağabey.’’ dedi yanımdaki.
‘’Sence abartıyor muyum Ali?’’ dediğinde öndeki cevap verdi. ‘’Eksiği var fazlası yok.’’
‘’Gidelim mi artık?’’ Ada öfkeyle topuğunu yere vurunca Derin gülerek kapıyı kapattı ve araba bahçeden çıkıp yolda ilerledi.
Ada ‘’Biriniz bana telefonunu versin.’’ dediğinde Ali araya girdi. ‘’İmkanı yok.’’
‘’Gideceğimiz yeri arayıp haber vereceğim. Yer ayarlasınlar.’’
‘’Nereye gidiyoruz?’’ diye sordu arabayı süren.
‘’Sahil tarafındaki güzellik merkezine. Daha öncede sık sık giderdim. Hatırlarsınız.’’ Sözlerinin üzerine Ali telefonunu çıkarıp uzattı.
Ada telefonu alıp birini aradı. ‘’Merhaba, ben Ada Karan.’’ Soy isimlerini ilk defa duyuyordum. ‘’Dilek, sen misin?’’ dediğinde yüzünde gülümseme oluştu. ‘’Bize iki kişilik özel paketinden ayarla, yoldayız geliyoruz.’’ Telefonu kapatınca Ali’ye geri verdi.
Sahil yolunda ilerleyip üç katlı bir binanın önünde durduk. Daha önce gördüğüm bir yer değildi. Arabadan indiğimizde Ali’de bizimle indi ve girişe kadar yanımızda geldi. İçeri girecekken beni durdurdu. ‘’Alev Hanım lütfen bizden kaçıp başka bir yere gitmeyi denemeyin. Ada tüm tehlikeye rağmen bunu yapmaya müsait bir kişiliğe sahip ama siz ondan daha mantıklı davranıyorsunuz.’’
‘’Merak etme.’’ dedim ve telefonumu çıkarıp uzattım. ‘’Numaranı kaydet. Ada engel olamayacağım bir şey yaparsa seni ararım.’’
Telefonumu alıp numarasını kaydetti ve kendisine bir çağrı bıraktı. Telefonu geri alıp Ada’nın ardından içeri girdim. Birkaç adım atmıştık ki karşıdan bir kadın bize doğru geldi. Orta yaşlardaydı. ‘’Ada’cığım! Uzun zamandır yoktun ortalıkta.’’
Birbirlerine fazla kibar bir öpücük bıraktılar. ‘’Yurtdışındaydım şekerim. Yeni döndüm sayılır.’’
Kadının bakışları bana döndü. ‘’Bu güzellik kim peki?’’
Ada koluma girip yanına çekiştirdi. ‘’Alev, yengem olur. Alev, Dilek Hanım buranın sahibi.’’
‘’Ciddi olamazsın? Ağabeyin bir kadınla mı birlikte? Kıyamet alameti.’’ dedi beni süzerken.
‘’Ağabeyimi de evcilleştirecek biri varmış işte.’’ dediğinde Rıdvan’ın söylediklerini hatırladım.
‘’Neden herkes aynı şeyi söylüyor?’’ dedim.
Dilek cevap verdi. ‘’Tatlım, Derin kızların gözbebeğidir ama o birine bile dönüp bakmazdı. Ona yaklaşmak isteyenlere de fazla ters davranırdı. Arkasından buzdağı ve dağ ayısı diye konuşurlardı. Buraya gelenlerin yaptıkları dedikoduları tahmin bile edemezsin.’’
‘’İstediklerini konuşabilirler o artık benim.’’ dediğimde yanımdaki kahkaha attı.
‘’Tam ağabeyime göre biri.’’
‘’Belli oluyor.’’ diyen Dilek gülerek eliyle ileriyi işaret etti. ‘’Hadi, gelin sizi odanıza götüreyim.’’
Adımlarına uyum sağlayıp gösterdiği odaya girdik. İçeride iki yüksek yatak vardı ve kenarda hazırlanmış yiyecekler, içecekler duruyordu. Köşede bir paravan vardı. ‘’Siz hazırlanın birazdan iki kişi gönderirim.’’ Sonra Ada’ya baktı. ‘’Her zamankinden mi?’’
‘’Bana evet ama Alev istemez. Zaten o istese de sonra ağabeyim beni öldürür.’’
Ada’ya baktım. ‘’Neden yine bir işler çeviriyormuşsun gibi hissediyorum.’’
‘’Merak etme. Odada olan odada kalır. Keyfine bak.’’ diyerek karşılık verdi. Sonra Dilek’e baktı. ‘’Ama önce cilt bakımı.’’
‘’Tamamdır.’’ Dilek gittiğinde Ada paravanın arka tarafına itekledi. Kenarda duran havlular, terlikler ve saç bandanası vardı. ‘’Hazırlanalım.’’ dedi ve ayakkabılarını çıkarmaya başladı. Bir şey söylemeden onu takip ettim.
Üzerimizdekileri çıkarıp havluya sarınmış ve saçlarımızı geriye toplaması için bandanaları takmıştık. İçeriye iki genç kız girdi. Yüksek yataklara uzanıp yattığımızda duvara asılı dolaplardan değişik kremleri alıp baş kısmımıza geçtiler. Yüksek taburelere oturup yüzümüze bakım yapmaya başladılar.
‘’Biraz müzik fena olmazdı.’’ diyen Ada ile kızlardan biri odanın köşesinde duran müzik çaları çalıştırdı. ‘’Bu ortamı özlemişim.’’
‘’Senden beklenmeyecek kadar masum bir aktivite oldu.’’ dedim Ada’ya göz ucuyla bakarak.
‘’En deli sular bile yer yer durgun akar.’’
Başucumdaki kızın elleri yanaklarımda dolanıyordu. ‘’Cildiniz çok güzel. Ağır bir bakıma gerek yok. Sadece biraz ışıltı versin diye birkaç krem uygulayacağım.’’
‘’Bu işlerden hiç anlamam. Nasıl olması gerekiyorsa öyle yapın.’’ dedim.
Kendimi işi bilen ellere teslim etmişken telefonum çalmaya başladı. ‘’Kesin ağabeyim arıyordur.’’ dediğinde yatağın kenarında duran telefonu alıp ekrana baktım.
Yüzümdeki gülümsemeyle telefonu açtım. ‘’Hala hayattayız.’’
‘’Aslında sadece özlediğim için aramıştım.’’
‘’Pek inanmadım ama öyle olsun.’’
‘’Ne yapıyorsunuz? Sinirleneceğim bir durum var mı?’’
Kahkaha attım. ‘’Öyle bir durum olsa da sana söylemem.’’
‘’Sen eve gel o zaman görüşeceğim seninle.’’
Konuyu değiştirmek için ‘’Toplantı bitti mi?’’ dedim.
‘’Şimdi gireceğim. Girmeden önce sizi kontrol etmek istedim.’’
‘’Kardeşin gayet sakin bir halde yatmış bakım yaptırıyor.’’ dediğimde Ada gözleri kapalı çoktan kendinden geçmiş yarı uyuklar bir haldeydi.
‘’Söyle oradakilere o bakımı beynine yapsınlar belki azıcık akıllanır. ‘’
‘’Hadi hayatım sana iyi toplantılar.’’ dedim ve telefonu kapadım.
‘’Sen az önce telefonu ağabeyimin yüzüne mi kapadın?’’ Ada’nın sözlerine ‘’Evet.’’ diye karşılık verdim.
‘’Görümcem hakkında kimse kötü konuşamaz.’’
‘’Canımsın.’’ dediğinde yüzündeki gülümseme kremlerle birleşmiş parlıyordu.
Yüzümüze yapılan bakım bittiğinde kızlar malzemeleri toplayıp gittiler. ‘’Sırada ne var?’’
‘’Yüzüstü yat ve rahatla.’’ dediğinde söylediğini yaptım. Kendisi de aynı şekilde yatmış eline aldığı üzümlerden yiyordu. İçkiye uzandığında ’’Aklından bile geçirme.’’ dedim.
‘’Ağabeyimin ağzından konuşma.’’
‘’Ciddiyim Ada. Sana her istediğinde destek çıktım. Şimdi sen beni dinleyeceksin.’’
‘’Peki, ama birazdan olacaklara karışma.’’ dediğinde kapı açıldı ve içeriye iki kişi girdi. Biri kızdı diğeri erkek.
Ada’ya ters bir bakış attığımda genç kız bana doğru gelirken diğeri doğrudan Ada’ya gitti. ‘’Rahatla Alev.’’ dedi bakışlarıma karşılık "Sadece bir masaj."
Genç kız elindeki yağlarla sırtıma masaj yaparken Ada’ya hala ters ters bakıyordum. Masajı yapan erkekle gayet halinden memnundu. Bunu ilk defa yaptırmadığı belliydi. Dışarıda Dilek ile konuştukları konu buydu.
Düşünmemeye çalışarak başımı diğer tarafa çevirdim ve gözlerimi kapayıp sırtımda dolaşan ellere kendimi tamamen bıraktım.